hükümet

  • 91çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 92defin ruhsatı — is. Ölünün gömülmesi için belediye veya hükûmet doktorundan alınan izin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 93devlet bakanı — is. Bazı resmî kuruluşların yönetimini başbakan adına üstlenen hükûmet üyesi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 94emir subayı — is., ask. Devlet ve hükûmet başkanlarıyla komutanların yanında bulunan ve onların buyruklarını yazmakla, gereğinde yerine ulaştırmakla görevli subay, yaver …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 95erkân — is., ç., Ar. erkān 1) Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler Yüksek sınıf mahalle erkânını da konaklarına uğrayıp meseleden haberdar eder. R. H. Karay 2) Yol, yöntem Onun arkasına bu yolda, bu erkânda gelmiş geçmiş ustalar, pirler vardı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 96fetret — is., esk., Ar. fetret 1) İki peygamber arasında peygambersiz geçen süre 2) İki padişah arasında padişahsız geçen süre 3) İki olay arasındaki süre 4) Hükûmet gücünün gevşediği bir yerde düzenin yeniden kurulmasına kadar geçen süre 5) din b. İslam… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 97fırka — is., esk., Ar. firḳa 1) İnsan topluluğu 2) Siyasal topluluk, parti (I) Mecliste, hâkim olan fırkanın, hükûmet teşkilini, muhalif ve ekalliyette bulunan bir fırkaya terk etmesi ise asla mevzubahis olamaz. Atatürk 3) ask. Tümen Benim burada bir… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 98haddizatında — zf. Aslında Haddizatında bir kırpıntı bohçasını andıran kabinesine, plancı, reformcu hükûmet adını takmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 99istikrarsızlık — is., ğı İstikrarsız olma durumu, dengesizlik, kararsızlık Hemen bütün demokrasilerin başlıca gailesi olan hükûmet istikrarsızlığından İsviçre de hiçbir alamet görülmemişti. Y. K. Karaosmanoğlu …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 100jandarma — is., ask., İt. gendarme 1) Yurt içinde genel güvenliği ve kamu düzenini korumakla görevli, yasa ve nizamların koyduğu hükümlerin yürütülmesini ve bunlara dayanan hükûmet emirlerinin yerine getirilmesini sağlayan silahlı askerî kuvvet 2) ask. Bu… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük