hükümet
111muhalefet partisi — is. Hükûmet kurmaya katılmamış parti …
112paşa kapısı — is., esk. Hükûmet konağı …
113planlama — is. 1) Planlamak işi 2) Hükûmet tarafından ulaşılacak amaçları belirleyen, tarım, ulaşım, sanayi vb. kesimlerdeki artış ölçüsünü tespit eden ve uygulanması gerekli çareleri önceden gösteren ekonomik, sosyal programın belli süreler için… …
114rey — is., esk., Ar. reˀy 1) Oy Parlamentoda itimat reyi alamayan her hükûmet şüphesiz istifa etmek zorunda kalacaktır. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Düşünce, görüş, fikir Vicdanları ile baş başa düşünüp sonra da aralarında müşavere ederek reylerini… …
115sandık emini — is., esk. Hükûmet veznedarlığı …
116sıfat — is., Ar. ṣifat 1) Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder. R. H. Karay 2) dbl. Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad… …
117şansölye — is., Fr. chancelier Almanya ve Avusturya da hükûmet başkanı …
118tamirci — is. 1) Bir şeyi onaran kimse Hem de hükûmet reisinden pabuç tamircisine kadar herkese ve her konuda... T. Buğra 2) Onarım yapılan yer …
119umur — 1. is., esk., Ar. umūr İşler Artık siyaset ve hükûmet umurunu erbabına bırak! Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler umurgörmüş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller umur görmek 2. is., Ar. umūr Aldırış etme, önem verme Kim aldırır? Annesi umurumda… …
120vicdanen — zf., Ar. vicdānen Vicdan bakımından Yoksa vazife başında bulunmadığım için vicdanen rahatsız ve hükûmet doktoru olarak da belki mesut olacaktım. R. N. Güntekin …