girmez

  • 1mızrak çuvala girmez (veya sığmaz) — gizli tutulması imkânsız durumlar karşısında söylenen bir söz …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2ağlamakla yar ele girmez — kişi çok sevdiği şeyi yalnızca özlemini çekmekle elde edemez, onu elde etmenin yollarını bulmalıdır anlamında kullanılan bir söz …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3gürültü istemeyen kazancı dükkânına girmez — kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde görev almaz anlamında kullanılan bir söz …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4laf torbaya girmez — ağızdan çıkan bir söz, artık gizli kalmaz, herkes onu duyar anlamında kullanılan bir söz …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6ağlamak — nsz 1) Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek 2) Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak 3) den Sızlanmak, yakınmak Utanç ve kahırdan, yumruklarını ısıra ısıra bir zaman ağladı. A. İlhan 4) e Bir… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7gürültü — is. 1) Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara. Ç. Altan 2) mec. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma İşçiler arasındaki gürültü. Birleşik Sözler… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8hangisi — zm. Kim, hangi şey anlamlarında kullanılan soru sözü Müşterilere, daha içeri girer girmez, hangisinin işi çabuk bitecek diye bakmıştım. Ö. Seyfettin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10mahmuzlamak — i Hızlanması için hayvanı mahmuzla dürtmek İçeri girer girmez bileğimden kavradı; önüne beni oturttu, hayvanı mahmuzladı. S. M. Alus …

    Çağatay Osmanlı Sözlük