gerileme
1gerileme — is. 1) Gerilemek işi 2) biy. Bir dokunun, bir organın bir evrim geçirmesi veya bir yapının basitleşmesi 3) man. Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi 4) ruh b. Kavrama yeteneğinin giderek… …
2DEREKÎ — Gerileme …
3cayış — is. Cayma işi veya biçimi Yüreğinde, gevşek bir isteksizlik, cayışa benzeyen tatsız bir gerileme vardı. C. Uçuk …
4çöküntü — is. 1) Çökme 2) Çöken şeylerin kalıntısı, enkaz 3) Suyun dibine çöken şeyler 4) Jeolojik bir olay sonunda oluşan toprak çöküklüğü 5) ekon. Gerileme, kriz, depresyon Dünya krizi, özellikle de afyon piyasasındaki çöküntü ondan da çok şey götürmüştü …
5gerileyiş — is. Gerileme işi veya biçimi …
6inhitat — is., esk., Ar. inḥiṭāṭ 1) Çökme, gerileme, alçalma Yükselmeyen düşer / Ya terakki ya inhitat. T. Fikret 2) Güçten düşme, inginlik, yaşlanma Evvelce pek meşhurken artık sesinin bozulmaya başladığı, inhitat zamanlarına geldiği söylenirdi. A. Ş.… …
7ricat — is., ti, esk., Ar. ricˁat 1) Vazgeçme 2) ask. Gerileme, geri çekilme, geri kaçma 1683 te Viyana ricati ile imparatorluk, Avrupa fetihlerini kaybetmeye başlayacaktır. F. R. Atay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ricat etmek …
8tedenni — is., esk., Ar. tedennī Gerileme, düşme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tedenni etmek …
9zekâ geriliği — is., eğt. Türlü sebeplerle zihnin görevini yapmakta gösterdiği sürekli yavaşlama, duraklama ve gerileme durumu …
10tedennî — (A.) [ ﯽﻥﺪﺕ ] gerileme, alçalma, düşüş. ♦ tedennî etmek gerilemek, alçalmak …
- 1
- 2