-
1 беспрецедентный
беспрецеде́нтный слу́чай — geçmişte emsali olmayan bir olay
-
2 давнопрошедший
в соч.давнопроше́дшие собы́тия — uzak geçmişte / çok zaman önce yer almış olaylar
-
3 недалёкий
uzak olmayan* * *врз1) yakın; uzak olmayan; kısa (о путешествии, расстоянии и т. п.)в недалёком бу́дущем — uzak olmayan / yakın gelecekte
в недалёком про́шлом — yakın geçmişte
недалёк тот день, когда́... —...acağı gün uzak değildir
2) ( ограниченный - о человеке) darkafalı; kısa akıllı -
4 отдалённый
врзuzak; ücraотдалённый райо́н — ücra bölge
отдалённое родство́ — uzaktan akrabalık
в отдалённом про́шлом — uzak geçmişte
послы́шался отдалённый вы́стрел — uzaktan (uzağa) bir silah sesi geldi
См. также в других словарях:
maziye karışmak — geçmişte kalmak, yürürlükten ve işlerlikten çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler — geçmişte kalan olayların üzerinde durulmasında bir yarar yoktur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabıka — geçmişte işlenmiş, mahkemece ispatlanıp cezalandırılmış olan suç … Hukuk Sözlüğü
anı — is. 1) Geçmişte yaşanmış çeşitli olaylardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra Üstadın bu anıyı anarken gözlerindeki mutluluk pırıltısına gıpta etmiştim. H. Taner 2) ed. Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü, hatıra Halit Ziya Uşaklıgil… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ata — is. 1) Baba 2) Dedelerden ve büyük babalardan her biri Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade. Karacaoğlan 3) Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri Birleşik Sözler atabey ata erki ataerkil atasarısı Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
canlanmak — nsz 1) Gücü artmak, diri duruma gelmek Biraz oyalandıktan sonra canlanan parmaklarını beyaz tuşlarda koşturarak çalmaya başladı. P. Safa 2) de Depreşmek Bir kere gözlerime baksanız anlardınız / Sizin için kalbimde canlanan emelleri. N. H. Onan 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eskiden — zf. Geçmiş zamanlarda, geçmiş çağlarda, geçmişte, mukaddema Maşallah... Seni eskiden tanıyora benziyor. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçenlerde — zf. Yakın bir geçmişte, yakında … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçmiş — sf. 1) Geçme işini yapmış 2) Zaman bakımından geride kalmış Bu eski sesler içinde geçmiş zamanlar uyuyor, uyanıyor, geriniyor, yaşıyor gibidir. A. Ş. Hisar 3) Çürümeye yüz tutmuş 4) is. Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi Onlar bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerçekçi — sf. 1) Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk. S. Eyuboğlu 2) Gerçekçilik yanlısı olan, realist Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır. H … Çağatay Osmanlı Sözlük
görmüş geçirmiş — sf. Görgülü, geçmişte iyi günler yaşamış, güngörmüş, deneyimli Onlar kişizade, görmüş geçirmiş bir ailedir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük