garip gelmek
1görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… …
2çocuksulaşmak — i Çocuksu duruma gelmek Yüzü, o garip bakan gözleriyle çocuksulaşmıştı. T. Dursun K …
3garipleşmek — nsz Garip bir duruma gelmek Onun da gülümsemesi garipleşmişti. Ö. Seyfettin …
4yerleşmek — e 1) Yerine iyice oturmak, yerinde sabit olmak Bu taş buraya adamakıllı yerleşmiş. 2) Yer bulup oturmak Arabaya, birbirine sıkışarak yerleştiler. S. F. Abasıyanık 3) Çalışmak üzere bir iş yerine başlamak Oğlu bankaya yerleşmiş. 4) Bir yerde… …