gülümseyerek
1devinimsiz — sf. Devinimi olmayan Nuriye, karşısında devinimsiz duruyor, gülümseyerek ona bakıyordu. B. Günel …
2dönmek — nsz, er 1) Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek İçeride anahtarın acı bir gıcırtısıyla döndüğünü duydum. Y. Z. Ortaç 2) den, e Geri gelmek, geri gitmek Ertesi gün aynı yoldan Bodrum a döndük. Halikarnas Balıkçısı 3)… …
3gerilmek — nsz 1) Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Y. Z. Ortaç 2) Gergin bir biçimde açılmak Gülmek istedim, dudaklarım titreyip gerildi. A. Gündüz 3) mec …
4övünmek — le 1) Bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek Sonra oyuncakları ile övünen bir çocuk gibi gülümseyerek ilave ederdi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) nsz Kendi kendisini övmek Yaptığı… …
5MÜTEBESSİMÂNE — f. Gülümseyerek, tebessüm ederek, mütebessim olarak …
6TEBESSÜM-KÜNAN — f. Gülümser tarzda, gülümseyerek …