gücenmek
1gücenmek — nsz, e Birinin beklenilmeyen bir davranışı veya sözü karşısında kırgınlık duymak, kırılmak Kendisine uygulanan bu tavırdan ne darılmıştı ne gücenmişti. N. Araz …
2muğber olmak — gücenmek, küsmek …
3gönül koymak — gücenmek, alınmak, darılmak …
4acığlanmak — gücenmek, munafil ve rencide olmak. | …
5güçkanmak — gücenmek, mükedder kalmak, darılmak …
6darılmak — nsz 1) Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı? Ö. Seyfettin 2) Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek Sinirlenmek,… …
7burulmak — nsz 1) Ekseni çevresinde döndürülmek 2) Sancımak, ağrımak Bağırsaklarım buruluyor. 3) e, mec. Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. R. H. Karay …
8çarpılmak — nsz 1) Çarpma işine konu olmak 2) e Çarpık duruma gelmek Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı. R. N. Güntekin 3) mec. Çalınmak, soyulmak 4) mec. Aldatılmak 5) mec.… …
9gönüllenmek — nsz Gücenmek, darılmak, alınmak …
10gücenilmek — e Gücenme işine konu olmak, herhangi bir kimseye gücenmek Böyle önemsiz şeylere gücenilir mi? …