-
1 наблюдать
gözlemek* * *врзнаблюда́ть за ребёнком — çocuğa bakmak
наблюда́ть за поря́дком — düzeni korumak
кто наблюда́ет э́того больно́го? — bu hasta kimin gözlemi altındadır?
наблюда́емое на́ми явле́ние — gözlemlediğimiz olgu
то же са́мое мо́жно наблюда́ть и в други́х работа́х / труда́х — aynı şey(ler) başka yapıtlarda da gözlemlenebilir
-
2 следить
I1) врз izlemek, takip etmek; gözlemek, gözetlemekследи́ть за игро́й — oyunu izlemek
следи́ть за собы́тиями по газе́там — olayları gazetelerden izlemek
за ним следи́ла поли́ция — onu polis izliyordu
она́ следи́ла за на́ми из окна́ — bizi pencereden gözlüyordu
2) (присматривать, заботиться) bakmak; gözlemek; nezaret etmekследи́ть за са́дом — bahçeye bakmak
следи́ть за детьми́ — çocuklara bakmak
следи́ть за рабо́той — çalışmaya nezaret etmek
следи́ть за свое́й вне́шностью — üstüne başına dikkat etmek
следи́ть за свои́м здоро́вьем — sıhhatine iyi bakmak
II несов.; сов. - наследи́ть, разг.ты следи́ за свое́й соба́кой! — köpeğine sahip ol!
( оставлять грязные следы) kirli izler bırakmak, basa basa kirletmek -
3 пикетировать
-
4 наблюдать
kontrol etmek, gözlemek, gözetlemek, izlemek, denetlemekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > наблюдать
См. также в других словарях:
gözlemek — i 1) Bir şeyin olmasını veya bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek 2) Dikkatle bakmak, tarassut etmek Hava değişikliklerini gözlemek havacılık için önemli bir iştir. 3) İncelemek, araştırmak 4) Gizlice bakmak, gözetlemek 5) Korumak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırsat kollamak (veya gözlemek) — yapmak istediği iş için uygun bir zaman veya bir durum beklemek Sonra fırsat kollamasını biliyordu ve tekme yapıştıracak, çelme takacak zamanı içgüdülerin şaşmazlığıyla seçiyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol gözlemek — 1) bir şeyin olmasını ummak 2) bir kimsenin gelmesini beklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yolunu beklemek (veya gözlemek) — gelmesini beklemek Ben merak ederdim, gece yarılarına kadar yolunu beklerdim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarassut etmek — gözlemek, gözetlemek Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ködmek — gözlemek; görmek II, 87; III, 23 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TA'KİB — Gözlemek. * Yolunda gitmek. * Peşinden yürümek. * Suçlunun suçunu araştırmak. * Bir kimsenin aynı senede yine gazaya gitmesi. * Bir şeyi ciddiyetle istemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Turc — Cet article possède un paronyme, voir : Turk. Cet article concerne la langue parlée en Turquie. Pour la famille de langues apparentées, voir Langues turques. Pour les autres significations, voir Turcs … Wikipédia en Français
galvanometre — is., fiz., Fr. galvanomètre Mıknatıslı iğnede oluşan sapmaları gözlemek yoluyla elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan cihaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözleme — 1. is. Meralarda yağışın toprakla tutulması ve yem üretiminin artırılması amacıyla, 40 50 cm aralıklarla 15 20 cm çapında ve 7 8 cm derinliğinde çukurlar açılması 2. is. Sacda, yağda kızartılan, tatlı veya tuzlu bir hamur işi 3. is. 1) Gözlemek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlemlemek — i 1) Gözlemek 2) Dış dünyadaki bir şeyi iyi bilmek için dikkati onun üzerinde tutmak, müşahede etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük