görüntü

  • 31eşlemek — i 1) Benzer iki şeyi bir araya getirmek 2) sin., TV Ses ile görüntü arasında gerekli bağı sağlamak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 32eşlemesiz — sf., sin., TV 1) Görüntü ve ses kuşakları veya ses kuşakları arasında eşleme bulunmayan (film) 2) Eşlemesi bozulmuş olan (film) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 33flu — sf., Fr. flou 1) Tam olarak belli olmayan 2) is. Fotoğrafta net olmayan görüntü …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 34fon — is., ekon., Fr. fond 1) Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak Karşılıklı paralar fonundan beş yüz milyon lira Millî Savunma hizmetlerine tahsis edilmişti. A. İlhan 2) ekon. Bir kuruluşun mali kaynaklarının… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 35gökkuşağı — is., meteor. Düşmekte olan yağmur damlacıklarında güneş ışınlarının kırılıp yansımasıyla gökyüzünde oluşan yedi renkli, kemer biçimindeki görüntü, alkım, ebekuşağı, ebemkuşağı, eleğimsağma, hacılarkuşağı, meryemanakuşağı, alaimisema Gözlükleri… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 36görünüş — is. 1) Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey 2) Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir Görünüşe aldanmamalı. 3) Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara Van gölünün görünüşü eşsizdi. N. Cumalı 4) dbl. Fiillerin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 37hayal — is., li, Ar. ḫayāl 1) Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi. F. R. Atay 2) Belli belirsiz görülen şey, gölge 3) fiz. Görüntü İnsanın aynadaki hayali …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 38hayalet — is., Ar. ḫayālet 1) Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan cin, peri, hortlak vb. görüntüler 2) Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, görüntü Gözümün önünde durmaksızın geçen bir hayalet var. Y. Z. Ortaç 3) Belli… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 39karlanmak — nsz 1) Kar ile örtülmek, kar ile kaplanmak 2) TV Ekranda görüntü siyah beyaz noktalarla kaplanmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 40kaset — is., Fr. cassette İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu Birleşik Sözler kasetçalar manyetik kaset videokaset …

    Çağatay Osmanlı Sözlük