fazla koymak

  • 1bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3kaldırmak — i 1) Bulunduğu yerden almak Örtüyü masanın üzerinden kaldır. 2) Yukarı doğru hareket ettirmek Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. S. F. Abasıyanık 3) Yükseltmek Duvarı bir metre daha kaldırmalı. 4) nsz Ürün toplamak, taşımak… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4numaralamak — i Bir veya daha fazla sıra numarasıyla göstermek, numara koymak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5yangı — is., tıp Vücudun mikroplara karşı koymak için herhangi bir yerine fazla kan hücumu ile orada şişkinlik, kırmızılık, ısı ve ağrı ile beliren irin toplaması, iltihap Dolama bir yangıdır. Birleşik Sözler ak kan yangısı karın zarı yangısı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6yüklemek — i, e 1) Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak 2) Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak 3) mec. Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak Çocuğun bakımını ona yüklediler. 4) mec. Bir suçu birinin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7artmak — yük, denk, bar tahmil etmek, yükletmek, efzun ve zaid olmak, ardına sırtına koymak, fazla gelmek, baki kalmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8İHRAC — Çıkarmak. Dışarı atmak. Fazla malı başka memlekete göndermek. İstifade için meydana koymak …

    Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • 9ŞEKİL — (Şekl) Biçim, dış görünüş. Çehre. Tarz. Formül. * Şebih ve misil. * Hey et. * Suret. Surette benzerlik. * Bir adamın tab ve hevasına muvafık olan şey. * Muhtelif, müşkil işlerin her biri. * Birşeyin gerek hissedilen ve gerek mevhum sureti. * Geo …

    Yeni Lügat Türkçe Sözlük