Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

farkında

  • 1 замечать

    fark etmek,
    farkına varmak,
    sezmek; aklında tutmak
    * * *
    несов.; сов. - заме́тить
    1) farketmek; farkına varmak; farkında olmak; sezmek

    не замеча́ть кого-что-л. (умышленно)görmemezlikten gelmek

    заме́тить опа́сность — tehlikenin farkına varmak; tehlikeyi sezmek

    не замеча́ть опа́сности — tehlikenin farkında olmamak

    2) ( запоминать) aklında tutmak; nişan koymak
    3) ( говорить) demek

    сле́дует заме́тить, что... — şunu belirtmek gerek ki...

    Русско-турецкий словарь > замечать

  • 2 незаметно

    1) farkına var(ıl)madan; görünmeden; belli etmeden; sezdirmeden; çaktırmadan

    вре́мя прошло́ для нас незаме́тно — vakit biz farkında olmadan geçti

    он сде́лал э́то незаме́тно для нас — bunu bize çaktırmadan yaptı

    он незаме́тно исче́з — sezdirmeden sıvıştı

    2) безл., → сказ. farkedilmiyor

    Русско-турецкий словарь > незаметно

  • 3 сам

    само́, са́ми
    1) kendi; kendi kendine, kendi başına, kendiliğinden

    он сам упа́л — kendi düştü

    я сам пое́ду — kendim gideceğim

    хо́чешь, сам попро́буй / испро́буй — istersen sen dene

    ты сам во всём винова́т — kabahat hep sende

    больно́й сам попроси́л есть — hasta kendiliğinden yemek istedi

    ребёнок до́лжен одева́ться сам — çocuğun kendi kendine giyinmesi gerek

    он сам научи́лся игра́ть на скри́пке — kemanı kendi kendine öğrendi

    он сам не зна́ет, что де́лает / твори́т — yaptığını bilmiyor

    сам того́ не замеча́я — kendi dahi farkında olmadan

    дверь сама́ откры́лась — kapı kendiliğinden açıldı

    населе́ние самой Москвы́ — asıl Moskova'nın nüfusu

    вы из самого́ Ки́ева? — Kiev'in içinden misiniz?

    э́то опрове́ргнуто само́й жи́знью — bu bizzat hayat tarafından yalanlandı

    угрожа́ть самому́ существова́нию челове́чества — insanlığın bizzat varlığını tehdit etmek

    переда́шь письмо́ самому́ дире́ктору — mektubu müdürün kendisine vereceksin

    2) ta kendisi; timsali

    э́то - сама́ и́стина — bu, gerçeğin ta kendisi

    он - сама́ ве́жливость — nezaketin timsalidir

    ••

    сам по себе( самостоятельно) kendi başına / kendine; ( как таковой) başlı başına

    быть сами́м собо́й — kendi kendisi olmak

    э́то уж само́ собо́й — orası şüphesiz

    Русско-турецкий словарь > сам

См. также в других словарях:

  • farkında olmak — görülmesi veya bilinmesi gereken şeylerden haberi bulunmak, kavranması gereken bir şeye dikkat etmek Farkında olmadan kendini bir gün bu pis, hastalıklı, cerahatli suyun dibinde bulacaksın. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baltayı taşa vurmak — farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak Baltayı taşa mı vurduk, diyor, iyice görmemiş olacağım. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendini bir yerde bulmak — farkında olmadan bir yere ulaşmış olmak Hacı Arif Efendi bu kıyametin içinde yarım saat boşluktan sonra kendini bir bostanın içinde buldu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • POT KIRMAK — Farkında olmıyarak karşısındakine dokunacak söz söylemek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Ahmed Hulusi — Seyed Ahmed Hulusi (born 1945 in Istanbul, Turkey ) is currently the most comprehensive author of Islamic philosophy in Turkey. He has written more than thirty books since 1965. All of his works are freely available without copyright restrictions …   Wikipedia

  • bilinçli — sf. 1) Bilinci olan 2) Kendi etkinliğinin farkında olan, şuurlu Böylece dizi, bir bilinçli giriş, bir bilinçli sonuç ile çerçevelenince elbette daha iyi anlaşılmış olur. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çeşnileme — is. Çeşnilemek işi Ne üslupların ne devirlerin ne de çeşnilemelerin farkında idi. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fark — is., Ar. farḳ 1) Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, ayrım, nüans Aralarında sekiz, on yaş fark bulunmasına rağmen, iki akran gibiydiler. R. N. Güntekin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • farkındalık — is., ğı Farkında olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • figüran — is., Fr. figurant 1) Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere çıkan kimse Bulunduğu yerin bir figüranlar ve artistler kahvesi olduğunun farkında bile değildi. S. F. Abasıyanık 2) mec. Bir toplumda, bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gaddar — sf., Ar. ġaddār Acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, merhametsiz, katı yürekli, insafsız davranan, kıyıcı Onu sevenler, farkında olmadan acı, insafsız ve gaddar bir sevginin zindanı içinde eziyor, sıkıyor, boğuyorlardı. S. Ayverdi Atasözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»