fıkra
31hikâyecik — is., ği Kısa veya özlü anlatımı olan hikâye, fıkra, anekdot …
32intikal — is., li, Ar. intiḳāl 1) Bir yerden başka bir yere geçme, geçiş 2) Anlama, kavrama Onu son gördüğümde de öyle yaptım. İntikali yerinde idi. Güldü. O da bana birkaç fıkra anlattı. H. Taner 3) Miras olarak babadan çocuğuna kalma 4) fiz. Öteleme 5)… …
33kanun maddesi — is., huk. Kanun, tüzük ve yönetmeliklerinin ayrı ayrı hükümlerinin gösteren bölüm, bent, fıkra …
34kolluk kuvveti — is. Güvenlik güçlerinin oluşturduğu birlik Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu hizmet görevlilerinin dernek kurma haklarına başkaca sınırlamalar getirilmesine ... engel değildir. Anayasa …
35köşe yazarı — is. Fıkra yazan kimse …
36köşe yazarlığı — is. Fıkra yazarlığı …
37köşe yazısı — is. Fıkra …
38müstesna — sf., Ar. musteṣnā 1) Bir bütünün veya kuralın dışında olan, kural dışı, şaz 2) Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan Kendisi bu resimlerin hepsinden daha sevimli, daha canlı, daha müstesna bir simaydı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Kural dışı …
39nedim — is., esk., Ar. nedīm 1) Arkadaş, yakın dost 2) Yüksek makamdaki kişileri hoş sözlerle, güzel fıkra ve hikâyelerle eğlendiren kimse …
40omur — is., anat. Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları. Birleşik Sözler omurilik yıldız omurlular …