etmedi
1gökten ne yağdı da yer kabul etmedi — büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler anlamında kullanılan bir söz …
2Fevzi Çakmak — For other Fevzi Pasha, see Fevzi Pasha (disambiguation). Mustafa Fevzi Çakmak 1311 (1895) c P. 7 Mareşal Fevzi Çakmak (October 26, 1923)[1 …
3acemilik — is., ği 1) Acemi olma durumu Karısı bırakınca şaşaladı ama acemiliğini fazla belli etmedi. A. İlhan 2) Acemice davranış Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller acemilik çekmek acemilik etmek …
4gök — is., ğü 1) İçinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, asuman, feza 2) Yeryüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, sema Süngülerini, çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar. R. E. Ünaydın 3) Gökyüzünün, denizin… …
5hasılı — zf. Sözün kısası, kısacası Hasılı ne söyledikse kâr etmedi. H. Taner Birleşik Sözler hasılıkelam …
6iltifatlı — sf. Yüze gülen, gönül alan Naciye Hanım bu iltifatlı karşılanışa aynı hararetle mukabele etmedi. P. Safa …
7rical — is., li, ç., esk., Ar. ricāl 1) Erkekler 2) Yüksek makamlardaki devlet adamları Kendisi II. Abdülhamit devri ricalinden olmakla beraber bu servete hiçbir şey ilave etmedi. Y. K. Karaosmanoğlu …
8sezdirmek — i, e Sezmesine yol açmak, belli etmek, hissettirmek Doktorlar ona bir şey sezdirmediler. O da çektiği acılardan, karısına, kızına hiçbir şey belli etmedi. Y. Z. Ortaç …
9tartışma — is. 1) Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma Karşısındakilerin tartışmaları çabuk bıraktıklarına da dikkat etmedi. T. Buğra 2) Ağız kavgası, münakaşa Belki de komşulardan çekindiğinden tartışmayı kesmek gereğini duyuyor. H. Taner 3) Bir …
10fayda etmemek — etkisi olmamak, işe yaramamak, yararlı olmamak Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi. M. Ş. Esendal …