eskiden
111hükümranlık — is., ğı Egemenlik Eskiden Bulgaristan Osmanlı İmparatorluğu nun hükümranlığı altında bir prenslikti …
112imtiyazlı — sf. Ayrıcalığı olan, ayrıcalık tanınan, ayrıcalıklı Türklerin arasında eskiden de şimdi de imtiyazlı bir sınıf yoktur. Ö. Seyfettin …
113istihlak — is., ki, esk., Ar. istihlāk Tüketim Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir. Y. K. Beyatlı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istihlak etmek …
114istihsal — is., li, esk., Ar. istiḥṣāl 1) Çıkarma, elde etme 2) Üretim Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir. Y. K. Beyatlı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istihsal etmek …
115kaligrafi — is., Fr. calligraphie Güzel yazı sanatı Hele yazısı, eskiden meşk dedikleri bir kaligrafi örneğidir. Y. Z. Ortaç …
116kalma — is. 1) Kalmak işi 2) sf. Herhangi bir kimseden veya bir dönemden kalmış olan Eskiden kalma bir anıt. Birleşik Sözler kalma durumu babadan kalma dededen kalma …
117kararlı — sf. 1) Kesin karar vermiş olan 2) Kararında direnen, kararını değiştirmeyen Eskiden çok kararlıyken şimdi gevşemiş gibi idi. M. Ş. Esendal 3) Düzenli, dengeli, ölçülü, istikrarlı Birleşik Sözler kararlı dalga kararlı denge …
118kona göçe — zf. 1) Dura kalka 2) Yolculukta konaklayarak, geziye zaman zaman ara vererek Eskiden kim bilir kaç gün kaç gecede, kona göçe gidecekleri bir yere, şimdi üç beş saat içinde heybeleri, sepetleriyle beraber kuş gibi uçacaklardır. R. N. Güntekin …
119korkuluk — is., ğu 1) Tarla, bağ ve bahçelerde kuşların zarar vermesini önlemek için konulan, insana benzer kukla 2) Düşme tehlikesi olan yerlere çekilen duvar veya parmaklık Eskiden köprünün güney kıyısında demir parmaklıklı bir korkuluk vardı. N. Cumalı… …
120köklü aile — is. Eskiden beri bilinen ve iyi tanınan aile …