-
1 отложить
ertelemek, tehir etmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > отложить
-
2 отсрочить
ertelemek, tehir etmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > отсрочить
-
3 переносить
несов.; сов. - перенести́1) taşımakон веле́л перенести́ ве́щи в ко́мнату — eşyaları odaya taşıttı
2) aktarmak; geçirmekхудо́жник перенёс все ви́денное на полотно́ — ressam gördüklerinin tümünü tuvale aktardı
вопро́с перенесён за стол перегово́ров — mesele görüşme masasına aktarıldı
перегово́ры бы́ли перенесены́ в Ве́ну — görüşmeler Viyana'ya alınmıştı
3) ertelemek, bırakmak, almakпереноси́ть собра́ние — toplantıyı ertelemek
4) geçirmek; dayanmak; çekmekон перенёс два инфа́ркта — iki kere enfarktüs geçirmişti
перенести́ две опера́ции — iki ameliyat geçirmek
э́той опера́ции больно́й не перенесёт — hasta bu ameliyata dayanamaz
она́ мно́го перенесла́ из-за тебя́ — senin yüzünden çok çekmişti
терпели́во переноси́ть что-л. — bir şeye sabırla katlanmak
••не переноси́ть кого-чего-л. — çekememek
-
4 неопределённый
врзbelirsiz; bellisizчелове́к неопределённого во́зраста — yaşı bellisiz bir adam
дать неопределённый отве́т — bellisiz / kaçamaklı bir cevap vermek
отложи́ть что-л. на неопределённый срок — süresiz ertelemek
соглаше́ние заключено́ на неопределённый срок — anlaşma süresiz olarak akt edildi
••неопределённые местоиме́ния — грам. belgisiz zamirler
-
5 откладывать
несов.; сов. - отложи́ть1) bir yana koymak; alıkoymak, ayırmakэ́ту кни́гу я отложи́л для вас — bu kitabı sizin için alıkoydum / ayırdım
он откла́дывал де́ньги на ста́рость — ihtiyarlığı için para ayırırdı
2) ertelemek, (arkaya) bırakmak, almakвы́боры отло́жены — seçim ertelendi
отло́женная па́ртия — шахм. ertelenen / askılı oyun
отло́женная пози́ция — шахм. zarf hamlesinden önceki durum
3) биол. yumurtlamakса́мка откла́дывает два-три яйца́ — dişi kuş iki üç yumurta yapar
-
6 отсрочивать
несов.; сов. - отсро́чить1) ertelemek, tehir etmek, tecil etmekсобра́ние отсро́чено — toplantı ertelendi
отсро́чить исполне́ние пригово́ра — infazı tecil etmek
2) разг. (паспорт и т. п.) muteberlik süresini uzatmak -
7 передвигать
несов.; сов. - передви́нуть1) yerini değiştirmek; çekmekпередви́нуть стол к стене́ — masayı duvarın dibine çekmek
передвига́ть войска́ — askeri kuvvetleri kaydırmak / aktarmak
2) разг. almak; ertelemekэкза́мен передви́нут на неде́лю ра́ньше — sınav bir hafta önceye alındı
См. также в других словарях:
ertelemek — i Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ertelemek — erken başlamak I, 316bkz: ırtalamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tecil etmek — ertelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tehir etmek — ertelemek Satış işinin güçlüğünü ondan iyice öğrendim, tehir etmeye mecbur oldum. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazaya bırakmak — din b. 1) namazı vaktinde kılmayarak daha sonra kılmak için ertelemek Bu yaşa geldim, Allaha bin şükür, namazımı kazaya bırakmadım. H. R. Gürpınar 2) orucu vaktinde tutmayarak daha sonra tutmak için ertelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
erteleme — is. Ertelemek işi, tehir, tecil, talik Bu çeşit projeleri hep çekmelerin en altına sürüp erteleme yolunu tutuyorlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ötelemek — i 1) Öteye götürmek 2) Belli olmayan bir süre ertelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sallamak — i 1) Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir. H. E. Adıvar 2) Uydurmak, kafadan atmak 3) Sarsmak 4) mec. Beklenmedik bir başarı kazanmak Seçimlerde Ankara yı salladı. 5) mec. Zor… … Çağatay Osmanlı Sözlük
savsaklamak — i Belirli bir sebebi olmaksızın bir işi isteyerek geri bırakmak, geciktirmek, umursamamak, ertelemek, sallamak, ihmal etmek Yarın giderim, öbür gün giderim diye savsaklayıp duruyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük