el sıkmak
41kemer — is., Far. kemer 1) Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı. P. Safa 2) Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü 3) Emniyet kemeri 4) sf. Tümsekli Kemer …
42kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… …
43kovan anahtar — is., tek. Altı ve sekiz köşe cıvataları sıkmak ve sökmek için kullanılan anahtar …
44kubur — is., esk. 1) Tuvalet deliğinden lağıma inen boru 2) Boru biçiminde kap Ok kuburu. 3) Bir çeşit tabanca, dolma tabanca Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kubur sıkmak …
45kurşun — is., kim. 1) Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb) 2) sf. Bu elementten yapılmış Kurşun boru. 3) Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli… …
46limonlamak — i İçine, üstüne limonun suyunu sıkmak veya katmak …
47pense — is., Fr. pince 1) Çeşitli biçim ve büyüklükte maşa veya kıskaç 2) Birçok meslek dalında çeşitli nesneleri sıkmak, germek, kıvırmak, tutmak vb. işler için kullanılan değişik biçimlerde el aleti, pens Birleşik Sözler ayarlı pense fort pense …
48sıkacak — is., ğı 1) Bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan araç 2) Genellikle meyve sıkmak için kullanılan her tür araç …
49sıkınmak — nsz Kendini sıkmak, zorlamak Birleşik Sözler ıkına sıkına …
50sıkma — is. 1) Sıkmak işi 2) Bir tür pantolon veya şalvar 3) Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek 4) sf.… …