-
1 подтверждать
несов.; сов. - подтверди́тьdoğrulamak, gerçeklemek, tasdik etmek; yenilemek; belgelemekэ́то мо́гут подтверди́ть ты́сячи люде́й — buna binlerce kişi tanıklık edebilir
он подтверди́л (мои́ слова́) — sözümü tasdik etti
подтверди́ть показа́ния свиде́теля — tanığın ifadesini durulamak
фа́кты подтвержда́ют э́ту гипо́тезу — olaylar bu varsayımı doğrulamaktadır
подтвержда́ть расхо́ды счета́ми и квита́нциями — harcamaları makbuz ve faturalarla belgelemek
тео́рии, подтвержде́нные жи́знью — hayatın doğruladığı teoriler
подтвержда́ть получе́ние чего-л. — bir şeyin alındığını / teslim edildiğini bildirmek
он подтверди́л своё приказа́ние пи́сьменно — emrini yazı ile yeniledi
конфере́нция подтверди́ла це́ли и при́нципы организа́ции — konferans örgütün amaç ve ilkelerini yeniden ilan etti
-
2 Повторите, пожалуйста
Tekrar edebilir misiniz [тэкр'ар эдэбил'ир, мисин'из]
См. также в других словарях:
Fehriye Erdal — is a female Turkish Left wing activist of Kurdish descent from Turkey.External links* [http://www.hurriyet.com.tr/english/4057023.asp?gid=74 Interpol issues red bulletin for Erdal ] Hürriyet * [http://www.upi.com/SecurityTerrorism/view.php?StoryID… … Wikipedia
attırmak — i, den Atma işini yaptırmak Size fenalık edebilir, sizi işinizden attırır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
başkanlık — is., ğı 1) Başkan olma durumu Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu olağanüstü hâl ilan edebilir. Anayasa 2) Başkanın görevi veya makamı, reislik, riyaset Birleşik Sözler başkanlık makamı başkanlık sistemi genel başkanlık yarı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayilik — is., ği Enayi olma durumu, enayice davranış İnsan, enayiliğine ait hakikatleri ancak bu nispette itiraf edebilir. B. Felek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller enayilik etmek enayiliğine doyma! … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalender — is., Far. ḳalender 1) Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint 2) Özensiz giyinmiş, kılıksız kimse 3) Yalnız birisi hareketli üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden meydana gelen ve düzgün yüzeyli kâğıt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
merkeziyet — is., Ar. merkeziyyet Merkeziyetçilik En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek Birleşik Sözler ademimerkeziyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
namüsait — sf., di, esk., Far. nā + Ar. musāˁid Uygun olmayan, elverişsiz Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkı — sf. 1) Dar Sıkı bir kemer. 2) İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan Sıkı bir denk. 3) Zorlu, güçlü ve etkili En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek 4) Dikkatli, titiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bloke etmek — 1) kullanılmasını önlemek amacıyla el koymak Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş. R. H. Karay 2) savaş durumundaki bir ülkenin dış ülkelerle ilişkisini engellemek 3) kapatmak, durdurmak En sıkı ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
heba etmek — boşuna harcamak, ziyan etmek Herkes eğlenirken pansiyonumda gaflet uykusuna dalıp hayatımı heba edebilir miyim? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak) — kanuna göre aylık bağlayarak bir görevliyi görevinden ayırmak Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük