dizilmiş olan
1MÜTENASIK(A) — Birbirine uygun olan, münâsib ve nizam üzerine dizilmiş olan …
2NİZAM — Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış. * İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide. * Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet …
3dizili — sf. Dizilmiş olan, sıralanmış, mürettep Camekânında tam elli küçük şişe dizilidir. R. H. Karay …
4MENSUK — (Nesk. den) Düzgün olarak dizilmiş olan …
5dizi — is. 1) Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra İki dizi inci. 2) Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri İşte bütün eserlerini bir araya toplayacak olan bu dizinin başına yazılacak ön… …
6tespihli — sf. 1) Tespihi olan 2) mim. Üzerinde bir sıraya dizilmiş tespih taneleri gibi yuvarlakları olan Birleşik Sözler tespihli silme …
7MANZUM — Ölçülü, mizanlı, tertibli. * Vezni ve kafiyesi olan söz. Edebi ölçüsü olan sözler. (Kaside ve şiirler gibi). * Dizilmiş, sıralanmış, düzenlenmi …
8halka — is., Ar. ḥalḳa 1) Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı. F. R. Atay 2) Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı Perde halkası. 3) Değerli metallerden… …
9serpme — is. 1) Serpmek işi 2) sf. Serpilmiş durumda olan Serpme benli. 3) den. Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman… …
10tebessümlü — sf. Tebessüm eden, tebessümü olan Ümitli bir eda ile gelirler ve iki sıraya dizilmiş neşeli yüzler, tebessümlü ağızlar arasından geçerlerdi. A. Ş. Hisar …
- 1
- 2