dizilmek
1dizilmek — e 1) Dizi durumuna getirilmek, dizme işi yapılmak Yazılar dizilecek, sayfalar bağlanacak, makineye verilecekti. H. C. Yalçın 2) Sıraya girmek …
2sıram sıram dizilmek — sıra veya sıralar oluşturacak biçimde yan yana, arka arkaya gelmek Sokaklarımızda sıram sıram dizili, üstü açık çöp varillerinden rızkını çıkarmaya başlamıştı. Y. N. Nayır …
3boğazına dizilmek — üzüntü, kaygı vb. sebeplerle isteksiz yemek, iştahı kesilmek …
4yola dizilmek — yol kenarında sıralanmak Başında bir tavus tuğ gibi çamlar / Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar. Z. Ö. Defne …
5tizilmek — dizilmek I, 233, 331; I I, 127; II I, 131 …
6tizlinmek — dizilmek II, 243 …
7İTTİSAK — Dizilmek. Bir nizam dahilinde sıralanmak. * Beraber olmak. * Tamam olmak. Toplanmak …
8boğaz — is. 1) Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir. Ö. Seyfettin 2) Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm Şişenin boğazı. Testinin boğazı. 3) İki dağ arasında dar …
9dizilivermek — nsz Çabucak veya ansızın dizilmek …
10dizilme — is. Dizilmek işi …