dirsek
1dirsek — is., ği 1) Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı 2) Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş. P. Safa 3) Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası Bu iki boruyu bir dirsekle… …
2dirsek dirseğe — zf. Çok sıkışık bir durumda, yan yana Parkta bu kalabalık, sinema, vapur çıkışlarında olduğu gibi dirsek dirseğe, omuz omuzaydı. N. Cumalı …
3dirsek teması — is. Bir amaç uğruna dayanışma içinde bulunma, ilişki içerisine girme Bu taklitçi aydın ve sanatçılar, ister istemez, halka yabancılaştılar, onunla her türlü dirsek temasını yitirdiler. A. İlhan …
4dirsek çevirmek — daha önce iş birliği yaptığı kişiyi uzaklaştıracak davranışlarda bulunmak Bugünlerde size dirsek çevirmişler, sebebini biliyor musunuz? E. Işınsu …
5dirsek çürütmek — okumak için yıllarca çalışmak Dirsek çürütüp emek verdiği kitapları, can vermeden can bulunamayacağını ona hiç söylememişti. S. Ayverdi …
6dirsek kemiği — is., anat. Ön kolun iskeletini oluşturan iki uzun kemikten iç yanda olanı …
7çift dirsek — is., ği Boruya 180 derecelik dönüş veren dirsek …
8çığnak — dirsek, köşe …
9MİRFAK — Dirsek. * Mutfak. Kiler. * Semânın şimal tarafında bir yıldız ismi …
10MİRFAKA — Dirsek yastığı …