demir üzerinde
1demir üzerinde — den. demirini almış ve kalkmaya hazır (gemi) …
2demir — is., kim. 1) Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe) 2) sf. Bu elementten… …
3demir yolu — is. 1) Lokomotif, vagon vb. demir tekerlekli taşıtların üzerinde hareket ettiği paralel iki ray döşenerek yapılan bir tür yol, tren yolu, demir hat 2) Bu yolla yapılan taşımacılık sistemi …
4demir dikeni — is., bit. b. Toprak üzerinde yatık olarak bulunan, boynuz biçiminde dikenli çiçekleri küçük ve açık sarı renkli bir tür bitki (Tribulus terrestris) …
5çubuk demir — is. İnşaatlarda kullanılan, üzerinde yiv bulunmayan demir …
6salmak — i, e, ar 1) Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. E. E. Talu 2) İvedilikle yollamak, hemen göndermek Bununla… …
7nervürlü çelik — is., ği Direnci artıran, üzerinde çıkıntılar bulunan, dişli demir çubuk, nervürlü demir …
8örs — is. 1) Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı. Y. Kemal 2) Üzerine çivi çakılacak ayakkabı geçirilen kunduracı aracı… …
9üstyapı — is., mim. 1) Altyapı üzerine kurulan, oturmaya veya üretime yarayan yapıların tümü 2) top. b. Altyapı üzerinde oluşan kültür, din, sanat, felsefe, bilim, ülkü, siyasal kurumlar gibi toplumsal değerleri içeren genel kavram, altyapı karşıtı Ahlakla …
10Mehmed II. — Mehmed II. (محمد بن مراد / Meḥemmed[1] b. Murād; * 30. März 1432 in Edirne; † 3. Mai 1481 bei Gebze), genannt ابو الفتح / Ebū ʾl Fetḥ /‚Vater der Eroberung‘ und später فاتح / Fātiḥ /‚ …