delişmen
1delişmen — sf. 1) Zıpır Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan. M. Ş. Esendal 2) Güçlü, hareketli, sağlam yapılı Çok heyecanlı, uyanık, sözünü sakınmaz, biraz da delişmen bir insan olduğu için Deli Murat derler. R. N. Güntekin 3) …
2azizlik — is., ği 1) Aziz olma durumu 2) mec. Muziplik Bunu evvela bir oyun, bu delişmen kızların bir azizliği sandılar. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller azizlik etmek …
3bukleli — sf. Kıvrım kıvrım olan (saç) Dal gibi, kara bukleli, aydınlık alınlı ve yaramaz, delişmen... S. F. Abasıyanık …
4delifişek — sf., ği Delişmen ve atak (kimse) Ama tanıyanlar söylüyor, gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş. H. Taner …
5delişmenlik — is., ği Delişmen olma durumu, delişmence davranış, zıpırlık Bir maksatla mı yoksa serseriliğinden, delişmenliğinden mi? F. R. Atay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller delişmenlik etmek …
6hoppa — sf. Yaşına uymayan davranışlarda bulunan, delişmen, serbest, koket, ağırbaşlı karşıtı …
7kâtibe — is., esk., Ar. kātibe Kadın yazman, kadın sekreter Şu bizim delişmen küçük kâtibe mi? R. N. Güntekin …
8kekeme — sf. Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak birdenbire söyleyen ve keserek konuşan, keke, kekeç Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan. M. Ş. Esendal …
9zıpır — sf., tkz. Şımarık ve delice tavırlı, hareketlerinde ölçüsüz, delişmen, zırtapoz Mesrure, zıpır bir oğlanla karşısına çıkmaktan çekinmiyor, herkes bana ne der diye düşünmüyor. M. Ş. Esendal …
10gözü pek olmak — korkmamak, yılgınlık göstermemek, çok cesur olmak Küçük yaştan beri başkalarından ... ya daha delişmen ya daha gözü pek, ille ya daha bir şey olduğuna kendini inandırmıştı. H. Taner …
- 1
- 2