deşik
31şpur — is. <alm.> tex. 1. Partladılması nəzərdə tutulan süxurlarda açılan dar deşik. 2. Əridici sobalarda maye axıtmaq üçün deşik …
32zireh — is. <fars.> 1. köhn. Ox və s. yaralayıcı silahlardan qorunmaq üçün döyüşçülərin üstdən geydikləri dəmir tordan, yaxud qalın dəridən geyim. <Yaşlı kişi:> . . İri vücudlu kor bir dilənçi iki əli ilə zirehi silkələyərək qışqırırdı. S. H …
33dessiccation — [ desikasjɔ̃ ] n. f. • XVIe; h. XIVe; lat. desiccatio ♦ Didact. 1 ♦ Action de dessécher (les gaz, les solides), opération par laquelle on les prive de l humidité qu ils renferment. ⇒ déshydratation, lyophilisation. La dessiccation des gaz par l… …
34dessiccant — [desikɑ̃] n. m. ÉTYM. Mil. XXe; de dessiccation. ❖ ♦ Techn. Substance servant à dessécher les parties aériennes des plantes, en vue de faciliter la récolte …
35çiçek bozuğu — sf. Çiçek hastalığından yüzü delik deşik olmuş, çopur ... kısa boylu, tombul, hafif çiçek bozuğu yüzlü, sevimli bir işçi kadın yanıma sokuldu. O. Kemal …
36delik — is., ği 1) Dar, küçük açıklık İğne deliği. Burun deliği. 2) Dar, küçük çukur Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı. S. F. Abasıyanık 3) Küçük hayvan yuvası Fare deliği. 4) sf. Delinmiş olan Hangi evden… …
37kakalamak — 1. i 1) Kakmak Kakalamaktan parmak uçları delik deşik terzi çırakları, kalfalar... A. İlhan 2) Sürekli çekiştirmek, itmek, kakıp durmak 3) mec. Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak 2. nsz Kaka yapmak …
38tahta kurdu — is., hay. b. Tahtadan yapılma eşyayı kemirerek delik deşik eden kın kanatlı böcek (Anobium punctatum) …
39çapraza almak — 1) karşı yönlerden kuşatmak Mitralyözler onu çapraza almış, kızıl iğneleriyle gövdesini delik deşik ediyorlardı. A. İlhan 2) mec. herhangi bir konuda çeşitli yönlerden sıkıştırmak …
40kafes gibi — zayıf, kuru veya delik deşik …