-
1 заменять
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > заменять
-
2 изменять
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > изменять
-
3 менять
değiştirmek* * *врзdeğiştirmek; değişmek; trampa etmekменя́ть де́ньги — para bozdurmak
меня́ть ма́рки на откры́тки — pulları kartpostallara değişmek
••это меня́ет де́ло — iş değişir
-
4 сменять
несов.; сов. - смени́ть1) врз değiştirmekсмени́ть (ни́жнее) бельё — çamaşır değiştirmek
смени́ть дире́ктора — müdürü değiştirmek
смени́ть часовы́х — nöbetçileri değiştirmek
смени́ть кого-л. на дежу́рстве — birinden nöbeti almak
вам ну́жно смени́ть кли́мат — hava değiştirmeniz gerekir
2) yerini almakправи́тельство, смени́вшее вое́нную диктату́ру,... — askeri diktatörlüğün yerini alan hükumet...
-
5 видоизменять
-
6 видоизменяться
biçim değiştirmek,başkalaşmak,biçimi değişmek* * *несов.; сов. - видоизмени́тьсяbiçim değiştirmek, başkalaşmak; biçimi değişmek -
7 изменять
I несов.; сов. - измени́тьизменя́ть мир — dünyayı değiştirmek
изменённый текст соглаше́ния — anlaşmanın tadil edilmiş metni
II несов.; сов. - измени́тьго́ды его́ совсе́м не измени́ли — yıllar onu hiç değiştirmedi
1) врз hıyanet / ihanet etmekизмени́ть ро́дине — vatana ihanet etmek
изменя́ть супру́гу / супру́ге — eşine hıyanet etmek
2) dönmekизменя́ть своему́ сло́ву — sözünden dönmek
••па́мять мне измени́ла — belleğim beni yanıltmış
-
8 переделывать
несов.; сов. - переде́лать1) biçimini değiştirmek; düzeltmek ( исправлять)э́тот кинотеа́тр переде́лан из ста́рого зда́ния — bu sinema eski bir binadan bozmadır
2) (кого-л.) huyunu / tabiatını değiştirmek -
9 передёргивать
несов.; сов. - передёрнуть1) değiştirmekпередёргивать ка́рты — разг. kart / kağıt değiştirmek
2) перен. ( извращать) çarpıtmakпередёргивать фа́кты — olayları çarpıtmak
-
10 переключать
несов.; сов. - переключи́ть1) geçirmek; değiştirmekпереключи́ть ско́рость — авто vites değiştirmek
2) geçirmekпереключи́ть цех на произво́дство холоди́льников — atölyeyi buz dolabı üretimine geçirmek
переключа́ть вое́нные расхо́ды на ми́рные це́ли — askeri harcamaları barışçı amaçlara kanalize etmek
-
11 перемещать
несов.; сов. - перемести́ть1) yerini değiştirmek, almak; kaydırmak ( перевести куда-либо)2) ( по службе) nakletmek, görev yerini değiştirmek; kaymak -
12 переодевать
несов.; сов. - переоде́ть1) giyimini / elbisesini değiştirmekпереоде́ть больно́го в чи́стое бельё — hastanın çamaşırını değiştirmek
его́ переоде́ли в но́вый костю́м — sırtındakini çıkartıp yeni kostümü giydirdiler
2) (кем-л. в кого-л.) kılığına sokmak -
13 переставлять
несов.; сов. - переста́витьyerini değiştirmek, almak, çekmekпереста́вить стол к окну́ — masayı pencerenin önüne almak / çekmek
он веле́л переста́вить крова́ть в у́гол — yatağı köşeye çektirdi
переставля́ть слова́ во фра́зе — tümcedeki sözcüklerin yerini değiştirmek
-
14 подменять
1) (sezdirmeden / gizlice) değiştirmek; yerine koymak / ikame etmekподмени́ть ка́рту (игральную) — kartı / kağıdı değiştirmek
-
15 разводить
несов.; сов. - развести́1) (куда-л.) götürmekразвести́ дете́й по дома́м — çocukları evlerine götürmek
2) воен. değiştirmekразводи́ть часовы́х — nöbetçileri değiştirmek
3) ( раздвигать) açmakразвести́ ру́ки в сто́роны — kollarını iki yana açmak
мост разво́дят 1 (оди́н) раз в два дня — köprüyü iki günde bir açıp kaparlar
4) ( растворять) eritmek; sulandırmak, seyreltmek ( разбавлять)5) (животных, растения, рыб) yetiştirmek, beslemek, üretmek6) (костёр, огонь) yakmak -
16 властный
1) в соч.я над ни́ми не вла́стен — ona hükmüm geçmez
он не вла́стен измени́ть положе́ние — durumu değiştirmek onun iktidarında değil
2) amirane; mütehakkim ( деспотический)вла́стная рука́ — demir pençe
-
17 изменение
değişim,değişme* * *с1) ( действие) değişme; değiştirmeизмене́ние направле́ния ве́тра — rüzgar istikametinin değişmesi
с це́лью измене́ния пла́на — planı değiştirmek amacıyla
2) değişiklik; değişimка́чественные измене́ния — nitel değişimler
внести́ измене́ние в план — planda bir değişiklik yapmak
без измене́ний — değişiklik yapılmadan; değiştirilmeden; olduğu gibi; ayniyle ( дословно)
-
18 искажать
несов.; сов. - исказить1) değiştirmekболе́знь искази́ла черты́ её лица́ — hastalık onun yüz hatlarını çok değiştirmişti
2) çarpıtmak, tahrif etmek; olduğundan başka türlü göstermekискажа́ть действи́тельность — gerçekliği çarpıtmak
-
19 корень
kök* * *м, врзкла́ссовые ко́рни чего-л. — bir şeyin sınıfsal kökenleri / kökleri
ко́рень де́рева — ağacın kökü
ко́рень мозо́ли — nasırın kökü
сруби́ть де́рево под ко́рень — ağacı dibinden kesmek
полива́ть что-л. под ко́рень — bir şeyin dibine (su) dökmek
••в ко́рне отли́чный от чего-л. — bir şeyden temelden farklı
в ко́рне поро́чная / оши́бочная пра́ктика — temelinden sakat bir uygulama
в ко́рне измени́ть что-л. — kökünden değiştirmek
вы́рвать что-л. с ко́рнем — bir şeyin kökünü kurutmak / kazımak;
(по)красне́ть до ко́рне́й воло́с — gözlerinin içine kadar kızarmak
пусти́ть (глубо́кие) ко́рни — (derin) kökler salmak
-
20 одуматься
См. также в других словарях:
değiştirmek — i 1) Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak Bulunduğu vaziyeti öteki ayağını berikinin üstüne koyarak değiştirdi. S. F. Abasıyanık 2) Bir şey veya kimseyi bulunduğu yerden başka bir yere almak 3) nsz Bir şey verip yerine başka bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gömlek değiştirmek — 1) yılan üst derisini değiştirmek 2) mec. huy veya düşünce değiştirmek Toplumun gömlek değiştirmesi, siyasal karmaşa elbette onları da etkiliyor. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
rota değiştirmek — 1) gidilen yolu değiştirmek Turgut, ani bir kararla rotasını değiştirdi. F. F. Tülbentçi 2) mec. tutumunu değiştirmek, izlediği yoldan ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vites değiştirmek — otomobilin çekiş ve hızını değiştirmek Ankara Caddesi nde bir ağır kamyon vites değiştiriyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
makas değiştirmek — 1) tren yönünü değiştirmek 2) mec. tuttuğu yol ve yöntemden vazgeçip başka bir yöne yönelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gündemi değiştirmek — doğal akışı içinde ilerleyen işlerin bir sebepten dolayı yönünü değiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız değiştirmek — önce söylediğini başka türlü anlatmak Gelgelelim Akif, Berlin e gidip de oradaki kahveleri gördüğü vakit ağız değiştirmek zorunda kalır. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafayı değiştirmek — düşüncesini, kanaatini değiştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şerit değiştirmek — trafikte hız durumuna ve yol şartlarına göre belirli kurallar içinde bir yol şeridinden diğerine geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
saf değiştirmek — başka bir gruba katılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer değiştirmek — bulunduğu yerden bir başka yere geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük