değişik
51dağılım — is. 1) Dağılarak birbirinden ayrılma 2) top. b. Bir toplumda, bir kümede incelenen bir veya birçok özelliğin zamana, yere, seçilen herhangi bir değişkene göre hesaplanan sayısal ve oransal dağılışı 3) db. Bir ses biriminin, anlam biriminin… …
52dağıtmak — i 1) Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı. Y. K. Beyatlı 2) nsz Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan… …
53daha bir — sf. Değişik, farklı …
54dar görüşlü — sf. Yeni ve değişik görüşleri benimsemeyen, anlayış göstermeyen (kimse) …
55değeç — is., ci, fiz. Değişik elektrik çevrimi veya araçları arasında bağlantı kurmaya yarayan ve bir elektromıknatısla uzaktan kumanda edilen çevrim kesici …
56değişiklik — is., ği 1) Değişik olma durumu 2) Bir bütünün bir bölümünün değişmesiyle ortaya çıkan yeni durum Yönetim kurulunda değişiklik oldu. 3) Amaca uygun biçime getirmek için yapılan değiştirme, tadil Birleşik Sözler değişiklik önergesi değişiklik… …
57değişken — sf. 1) Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil Sağlık bakımından canına okuyan kentler de değişken rüzgârlara açık kentler oluyor. H. Taner 2) is., mat. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik Birleşik… …
58değişkin — sf. Değişikliğe uğramış, değişik, muaddel …
59demir oksit — is., di, kim. Demirin hem doğada görülen hem de sentetik olarak yapılan, değişik kimyasal değer ve renkte bulunabilen oksit biçimi …
60deniz haritası — is., coğ. Denizlerin oluşum ve konumlarını değişik renk ve çizgilerle gösteren harita …