değişik

  • 31atlama beygiri — is., sp. Yüksekliği değişik ölçülere ayarlanabilen ve atlamalar için kullanılan beden eğitimi aracı, beygir …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 32ayrı ayrı — sf. 1) Birbirinden ayrı olan, değişik Ayrı ayrı işleri var. 2) zf. Her biri ayrı olarak Yemeklerin tadına ayrı ayrı baktı. 3) zf. Her biri için Çocuklara ayrı ayrı armağanlar aldım …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 33ayrımlı — sf. Ayrımı olan, aralarında ayrım bulunan, değişik, farklı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 34bağlılaşım — is., biy. 1) Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık, korelasyon 2) fel. İki veya daha fazla değişken arasındaki bağıntı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 35balya makinesi — is. Değişik tarım veya sanayi ürünlerini ip, çember vb. ile balyalama işini yapan alet …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 36bambaşka — sf. Büsbütün başka, apayrı, değişik, farklı İş önlüğü ile baş örtüsünü çıkardı mı bambaşka bir insan oluyordu. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 37bandana — is., İng. bandanna Başı değişik biçimlerde bağlamak amacıyla kullanılan büyük mendil …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 38başka — sf. 1) Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim. H. Taner 2) Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor. H. E. Adıvar 3) e. Ayrıca,… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 39başkalık — is., ğı Alışılana benzememe, değişik olma durumu, değişiklik Göstereceğimiz en büyük saygı ve sorumluluk, onun bu başkalığını en iyi şekilde gerçekleştirmesine yardım etmektir. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 40bidat — is., ti, din b., esk., Ar. bidˁat 1) İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler 2) Sonradan türeyen şey …

    Çağatay Osmanlı Sözlük