değişik
111kitle iletişimi — is., top. b. Dağınık insan topluluklarının, aynı zamanda, örgütlenmiş bir kaynaktan iletilen haberlere veya uyarılara maruz kalması, birtakım kaynaklardan elde edilen bilgi ve haberlerin değişik araçlarla geniş halk topluluklarına yaygın olarak… …
112kolordu — is., ask. Değişik sayıda tümen ve savaş destek birliklerinden kurulu büyük askerî birlik Kurmay başkanının ailesi, dün kolorduya gideceklerini söylediler. H. E. Adıvar …
113kombine — sf., Fr. combiné 1) Toplu 2) is. Bir spor dalında değişik türdeki yarışmaların sonuçlarına göre birleştirilmiş derecelendirme, toplam puana göre değerlendirme Birleşik Sözler kombine bilet …
114kör ağaç — is., cı 1) Kontratablada orta katı oluşturan ve genellikle yumuşak ağaçlardan hazırlanan bölüm 2) Kontratablanın orta kısmında tabla kalınlığının en az yarısını oluşturan, yumuşak ağaçlardan değişik yöntemlerle elde edilen masif ağaç tabakası …
115kromoplast — is., biy., Fr. chromoplaste Değişik renkler taşıyan kromatofor …
116ksilofon — is., müz., Fr. xylophone Değişik sayıda akortlu tahta veya metal çubukların gam sırasıyla dizilmesinden oluşan, iki değnekle vurularak çalınan bir çalgı …
117kurgu — is. 1) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar 2) Zembereğin kurulmuş olma durumu Saatin kurgusu bitmiş. 3) Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı.… …
118kurgulamak — i 1) Parçaları belli bir plana göre düzenlemek, konuları sıraya sokmak Ben ne düşündüm, nasıl uğraştım, ne çileler çektim bu öyküleri kurgularken. N. Meriç 2) Bir filmin değişik yerlerde çekilen bölümlerini bir bütün oluşturmak için birleştirmek …
119kurşun kalem — is. İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir tür kalem …
120kurumsal — sf. 1) Kurumla ilgili 2) Değişik birim ve fonksiyonlarıyla bir kurumun niteliklerine tam anlamıyla sahip olan …