düzenlemek
1düzenlemek — i 1) Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek Odasını düzenledi. 2) Yapmak, hazırlamak Merdivenleri, masaları gayet hantal, battal şeyler. Bodrumun ışığını da buna göre düzenlemişler. B. R. Eyuboğlu 3) müz. Düzenleme yapmak 4)… …
2yürüyüş düzenlemek — bir olayı protesto etmek veya bir konuya dikkat çekmek amacıyla toplu yürüyüş tertip etmek Toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme hakkını kullanmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanununda gösterilir. Anayasa …
3organize etmek — düzenlemek …
4tertip etmek — düzenlemek, hazırlamak …
5sıraya koymak — düzenlemek, sıralamak …
6dizmek — i, e, er 1) Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı. N. Cumalı 2) Yan yana veya üst üste sıralamak Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş,… …
7açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… …
8aranje — sf., Fr. arrangé Düzenlemek anlamındaki aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz …
9ayarlamak — i 1) Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak Saati radyoya göre ayarlamak. 2) Bir aygıtı belli bir iş yapabilecek duruma getirmek Dikiş makinesini nakşa göre ayarlamak. 3) mec. İşleri birbiriyle çatışmayacak veya… …
10düzenleme — is. 1) Düzenlemek işi, tertip, organizasyon 2) Belirli kurallara göre bir araya getirilmiş olan nesne, aranjman 3) müz. Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından… …