dòlāp
101baza — is., İt. base 1) Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak 2) Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide 3) Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi …
102beygir — is., Far. bārgīr 1) At 2) Sadece yük taşımakta veya araba çekmekte kullanılan at 3) sp. Atlama beygiri Birleşik Sözler beygir gücü kulplu beygir atlama beygiri dolap beygiri haymana beygiri …
103bini — is., hlk. 1) Binme işi Bu hayvan biniye gelmez. 2) Kapı, dolap vb. şeylerin, kanatları kapandığında kalan aralığı örtebilmek için bu kanatların kenarına çakılan çıta …
104bostan dolabı — is. Sebze bahçesini sulamak için bir at bağlanarak diklemesine dönen kovalarla kuyudan su çıkarmaya yarayan dolap …
105buzdolabı — is. Yiyecek, içecek vb.ni soğuk olarak saklamaya yarayan, motorla çalışan dolap, soğutucu, frijider Turgut buzdolabından biraları çıkardı. H. E. Adıvar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller buzdolabı gibi buzdolabına kaldırmak …
106buzluk — is., ğu 1) Yiyecek ve içecekleri soğutarak saklamak için kullanılan, buzla soğutulan kap veya dolap 2) Buzdolabının içinde buz yapan bölme …
107büfe — is., Fr. buffet 1) Evlerde içine yemek takımlarının konduğu dolap 2) Toplantılarda yiyecek ve içeceklerin konulduğu masa Kadınlar büfeye gidip bir şey yemek için bile kımıldamıyorlardı. F. R. Atay 3) Yiyecek, içecek, gazete, dergi vb.nin… …
108çamaşır dolabı — is. Çamaşır saklamada kullanılan çekmeceli dolap …
109çekmece — is. 1) Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme Çekmecesinden utana utana bir şişe gazoz çıkardı. T. Buğra 2) İçinde mücevher vb. değerli şeyler saklanan küçük, süslü sandık Minderin köşesine annemden kalan ceviz boyalı… …
110çekmeli — sf. 1) Çekmesi olan 2) Çekmecesi olan Çekmeli dolap …