cismi

  • 1gök cismi — is., gök b. Gökyüzünde bulunan güneş, ay, gezegenler, kuyruklu yıldızlar, bulutsular vb. cisimlere verilen ortak ad …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2ismi var cismi yok — 1) sözü edilen ancak gerçekte var olmayan 2) adı olmasına karşın görevini, etkinliğini yerine getirmeyen …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3MA'DUM-ÜL CİSİM — Cismi olmayan …

    Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • 4MÜCESSEM(E) — Cismi olan. Dış duygularımızla bilinip varlığından haberdar olduğumuz şey. Varlığı görünen. Cisimlenmiş olan. Bir şekli gösteren. Uzunluğu, genişliği ve kalınlığı olan cisim. Şekillenmi …

    Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • 5açısal hız — is., fiz. Hareket eden bir cismi duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı açı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6açısal uzaklık — is., ğı, gök b. İki cismi gözlemciye birleştiren doğrular arasındaki açı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7alan hızı — is., fiz. Hareket eden bir cismi, duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı alan …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9ay — 1. ünl. Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel! 2. is., gök b. 1) Dünyanın uydusu olan gök cismi, kamer 2) Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre 3) Yılın on iki bölümünden… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10ayrıklık — is., ğı 1) Ayrıklı olma durumu, ayrı tutma, ayrı tutulma, istisna 2) gök b. Elips, daire, parabol, hiperbol vb. bir konik üzerinde hareket eden cismi, odağa veya merkeze birleştiren doğrunun büyük eksen ile yaptığı açı 3) fel. Kaplamları… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük