canı sıkılmak
1canı sıkılmak — 1) içi sıkılmak, yapacak bir işi olmamaktan tedirginlik duymak Bu dört yanı duvarlı, tek kat, basık ve toprak evde öyle canı sıkılıyordu ki... R. H. Karay 2) keyfi kaçmak Eski hasırı bu yüzden yaktığı için balıkçının sözüne fena canı sıkılmıştı.… …
2eñreşmek — canı sıkılmak, inlemek, mızmızlanmak (çocuk hakkında) I, 258, 289; III, 39 …
3tarunmak — canı sıkılmak, usannnak, s ıkılmak II, 145 …
4can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… …
5kararmak — nsz 1) Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak 2) Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı. P. Safa 3) Ateş sönmeye yüz tutmak 4) mec. Kederlenmek, canı sıkılmak 5) mec. Niteliğini yitirmek Eşsiz… …
6tutulmak — nsz 1) Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak Bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu. E. E. Talu 2) Ay ve güneş tutulma olayına uğramak 3) Ünlü olmak, meşhur olmak 4) Tutuk duruma gelmek 5) Bir organı işleyemez olmak… …
7keyfi bozulmak — 1) hastalanmak 2) canı sıkılmak, rahatı kaçmak …