cañí
21canı sıkılmak — 1) içi sıkılmak, yapacak bir işi olmamaktan tedirginlik duymak Bu dört yanı duvarlı, tek kat, basık ve toprak evde öyle canı sıkılıyordu ki... R. H. Karay 2) keyfi kaçmak Eski hasırı bu yüzden yaktığı için balıkçının sözüne fena canı sıkılmıştı.… …
22Cani-cross — Le cani cross est un sport canin ayant comme spécificité l’union d’un seul chien et d’un coureur à pied reliés entre eux de façon bien définie effectuant de concert le même effort physique. Cette activité qui a pour origine l’entraînement des… …
23canı burnunda — sf. Çok yorgun ve bezgin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller canı burnunda olmak …
24canı sıkkın — sf. Keyfi kaçmış (kimse) Pencereden canı sıkkın ayrılırken polislerinden birini odasına çağırdı. N. Cumalı …
25canı ağzına (veya boğazına) gelmek — 1) büyük bir tehlike karşısında ölecekmiş gibi bir korkuya kapılmak Bunlardan biri elimden kayarak ayağım üstüne şiddetle düşüverdi, az kalsın canım ağzıma gelecekti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) aşırı duygulanmak, çok heyecanlanmak Bitip tükenmek… …
26canı burnundan çıkmak — çok kızgın olmak, öfkelenmek Öte yandan Osman da canı burnundan çıkarak karışma, hırsını alsın, anne! der. M. Seyda …
27canı cana ölçmek — başkasına yapılacak şeyi kendine yapılacak gibi düşünmek Canı cana ölç. Allah esirgesin bize birisi böyle bir şey yapsa Allah razı olsun der miyiz? R. N. Güntekin …
28canı gelmek — yeniden canlanmak, canı yerine gelmek …
29canı gibi sevmek — çok güçlü bir sevgiyle bağlanmak Amcasının sırtını, canı gibi sevdiği sekiz yaşındaki Serdar ı nasıl okşarsa öyle sıvazlıyor. T. Buğra …
30canı ile uğraşmak — 1) ağır hasta olmak, ölüm döşeğinde can çekişmek Kadıncağız canı ile uğraşıyor, sen de eğleniyorsun. R. N. Güntekin 2) büyük sıkıntıya düşmek …