buruşmak
1buruşmak — nsz 1) Düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar olmak Daralmış, buruşmuş sof ceketi, uzamış sakalıyla işportacı Yahudilere dönmüş. R. N. Güntekin 2) Ağızda kekrelik duymak 3) mec. Tiksinmek, hoşlanmamak Gördüklerimden yalnız yüzüm… …
2burkurmak — buruşmak, büzülmek. II, 171, 188 …
3buruşma — is. Buruşmak işi …
4buruşuvermek — nsz Çabucak buruşmak …
5burunlamak — buruna vurmak, II I, 341, 342 buruşmak (yüz) buru;mak II, 94 burutmak buğulandırmak, kokutarak yellenmek II, 302 …
6oñukmak — solmak, rengi atmak, hastalık ve benzerlerinden dolayı buruşmak, tazeliğlni ve parlaklığını kaybetmek I, 175. 216; II I, 394, 395bkz: oñmak …