bu'diyet
21uzman — sf. 1) Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan (kimse), mütehassıs, kompetan Biz de işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum. H. Taner 2) Belli bir bilim dalında lisansüstü öğrenim derecesine sahip kimse 3)… …
22hunbehâ — (F.) [ ﺎﻬﺑ نﻮﺧ ] diyet …
23AFV-İ ANİLKAT' — Huk: Azalarından biri kesilen bir şahsın, buna karşılık hak kazandığı diyet veya kısas davalarından vaz geçmesi …
24ERŞ — Fesat, niza, ihtilaf, rüşvet. * Fışkırmak. * Tırmalamak. * Fık: Yaralanan veya kesilen bir uzuvdan dolayı verilmesi lâzım gelen diyet …
25GARAMET — (C.: Garâmât) Diyet ve borç gibi şeyleri ödeme. Resim, vergi …
26GURM — Bir kimse üzerine eda edilmesi, yerine getirilmesi lâzımgelen şey. Borç ve diyet gibi. (Garâmet de olur …
27GİRE — (C: Guyer) Diyet …
28HUNBAHA — f. Kan bahası, diyet …
29MEARRE — Keffaret, diyet. * Elem, meşakkat, dert, günah …
30SERBEHA — f. Baş pahası. Diyet. Haraç …