bozuk iş
1bozuk — bozuk, kırık yıkık, I, 378 …
2bozuk — 1. sf., ğu 1) Bozulmuş olan Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu. T. Buğra 2) Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ) Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. R. N. Güntekin 3) is. Madenî para, bozuk para Hiç olmazsa birkaç… …
3Bozuk-Kamezik — Bozuk Kamezik, Fluß in der europäischen Türkei. der bei Varna in das Schwarze Meer mündet; es ist der vereinigte Ake u. Kamera Kamezik …
4bozuk para — is. Ufak birimlere ayrılmış para, ufaklık, bozuk, bozukluk Hesap istedi. Bozuk paralarını sayıp borcunu ödedi. N. Cumalı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bozuk para gibi harcamak …
5bozuk düzen — sf. Düzensiz, düzeni bozuk olan Günümüze dek soysuzlaşa soysuzlaşa varagelen bozuk düzen her zaman yoktu. A. Erhat …
6bozuk çalmak — argo canı sıkılmış, yüzü asılmış olmak …
7bozuk para gibi harcamak — (birini) değerini düşürecek biçimde bir kimseden yararlanmaya kalkışmak …
8bozuk plak gibi — sürekli tekrarlanarak …
9Basi-bozuk — Saltar a navegación, búsqueda Un basik bozuk según cuadro de Jean Léon Gérôme Un Bashi bozuk (en turco: başıbozuk, que significa desorganizado, falto de liderazgo) era un soldado irregular (mercenario) del …
10Başı Bozuk — Başı Bozuk, 1869, Jean Léon Gérôme …