borçlu olmak
1hayatını (birine) borçlu olmak — 1) biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak 2) birinin yaşamı bir başkasının desteği ile sağlanmış olmak Bu hayatımı ağabeyime borçluyum …
2borçlu bulunmak (veya olmak) — (birine) borçlu duruma düşmek Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu. H. Taner …
3medyunuşükran olmak — teşekkür borçlu olmak …
4uçan kuşa borcu olmak — pek çok kişiye borçlu olmak Ben kimsenin hususi hayatına karışmayı asla sevmem ama şu Şahin Paşa, uçan kuşa borcu olduğunu herkes bilirken nasıl oluyor da kumarda bu kadar para kaybediyor. A. Ş. Hisar …
5kefil olmak — borçlu borcunu ödemediğinde veya bir kimse verdiği sözü yerine getirmediğinde bütün sorumluluğu üzerine almak Kefil olmak istediğiniz adamı evvela benden soracaksınız. A. Ş. Hisar …
6medyun olmak — (birine) kendini borçlu hissetmek …
7hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F …
8şükretmek — e, der, Ar. şukr + T. etmek 1) Tanrı ya minnet duygusunu sunmak, şükreylemek Bu fırsatı sana bahşettiğinden dolayı Allah a şükret! P. Safa 2) Bir kimseye minnet duymak, gönülden borçlu olmak …
9borca batmak — çok borçlu olmak Şevket ölesiye çalışmak pahasına acaba bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor mu idi yoksa çocukcağız borca mı batıyordu? R. N. Güntekin …
10çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …
- 1
- 2