birinden

  • 51gömmek — i, e, er 1) Yerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek 2) Bir ölüyü toprağın içine yerleştirmek, defnetmek Kızı artık uyuduğu yere temelli gömmeye hazırlanıyordu. O. C. Kaygılı 3) i Bir cenazeyi kaldırmak Onu bugün gömdük. 4) i Birinin cenaze… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 52görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 53ibre — is., Ar. ibre 1) Ölçü aletleri, saat ve göstergelerde sayı veya işaret göstermeye yarayan hareketli iğne Birtakım ışıklar yanıp sönüyor, kadranların ibreleri titreyerek yükselip alçalıyor. Ç. Altan 2) Çam, ardıç, sedir vb. ağaçların yaprağı… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 54kaçar — sf. Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi Bu evler kaçar odalı? Her birinden kaçar tane aldınız? …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 55kayra — is. Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet Birleşik Sözler Tanrı kayrası …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 56kopya — is., İt. copia 1) Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı Edebiyatımız iptidai, resmimiz basit, felsefemiz kopya, okuma yazma bilmek bir irfan sayılıyor. P. Safa 2) Suret çıkarma işi 3) Bir sınavda soruları cevaplamak için …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 57kullanmak — i 1) Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu? H. C. Yalçın 2) Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 58lok — is., den., İng. lock Gemileri, farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 59lütfen — zf., Ar. luṭfen 1) Birinden bir şey isterken dilerim, rica ederim anlamında kullanılan bir söz Lütfen yukarıya teşrif buyurun beyefendi! O. C. Kaygılı 2) mec. İstemeyerek, gönülsüz bir biçimde Aylarca sonra lütfen uğradı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 60lütuf — is., tfu, Ar. luṭf Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, ihsan, inayet, atıfet Allah ın lütuflarına karşı minnet ve şükran duygularıyla dolmuştu. C. Uçuk Birleşik Sözler lütfetmek lütfeylemek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük