biri-biri
91eline doğmak — (biri ötekinin) yaşlı bir kimse, birini, çocukluğundan beri çok yakından tanımak …
92birikas — birìkas, ė smob. (2) K ms. kas byra ar paberta: Paberk birikùs, pastatyk statikus, pavadink uosaičius (šaukštai, dubenys, vaikai) Plt …
93birinis — birìnis, ė adj. (2) nubiręs: Biriniai obulai Ggr …
94biru — (biri) kadim, eski, emekdar …
95IZFAR — Biri tarafından tırnaklanma. Bir kimseyi tırnaklama …
96LÂYEBGIYAN — Biri ötekine tecavüz edip karışmaz ve hâsiyetini bozamaz (meâlinde olup, nefyedilmiş muzari fiilidir …
97LÂZIM-I MELZUM — Biri birisinden aslâ ayrılmaz, birisi olunca diğerinin de olması şart olan …
98TELAZUM — Biri diğerine lâzım olmak. Karışık olmak. Bir şey diğerine yapışmak …
99TELEHVÜC — Biri işi gevşek yapmak …
100İHTİLAF-I DİN — Biri müslim, diğeri gayr ı müslim olmak gibi ayrı dinde bulunmak. Din ayrılığı miras almağa mânidir. Binaenaleyh gayr i müslim, müslimin; müslim de gayr i müslimin mirasına nâil olamaz. Fakat müslim olmayan milletler arasında din ayrılığı miras… …