bir olmak
1bir olmak — bir araya gelmek, iş birliği yapmak Baba oğul bir oldular, ilkin çerçeveleri söküp düzelttiler. M. Ş. Esendal …
2bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …
3bir hoşluğu olmak — bir rahatsızlığı, bir neşesizliği olmak Bir hoşluğu var üstünde bugün / Dursun Ağa nın / Biraz başı ağrıyor / Biraz dişi ağrıyor. O. Rifat …
4bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) — bir konuda yapabileceği çok az şeyi bulunmak …
5olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… …
6bir eli yağda bir eli balda (olmak) — varlık ve bolluk içinde (olmak) Burada bir hocanım vardı. Ceza reisi kendine nikâh etti. Şimdi bir eli yağda bir eli balda. R. N. Güntekin …
7bir şeyler (veya bir şey) olmak — 1) huyu, durumu, tutumu değişmek, yeni huylar edinmek Son zamanlarda ona bir şeyler oldu. 2) bayılır gibi olmak, birden fenalık gelmek Bana bir şeyler oluyor dedi ve bayıldı. 3) ölmek Bana bir şey olursa çocuklar size emanet …
8bir sıkımlık canı olmak — çok cılız ve güçsüz olmak Bir sıkımlık canın var. Bu boyla bir de adam korkutmaya kalkarsın ha diye ensesine iki tokat attım. R. N. Güntekin …
9bir çift — sf. 1) İki adet Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var. Halk türküsü 2) Biraz, bir iki Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir çift lakırtı etmek bir çift sözü olmak …
10bir deri bir kemik (kalmak) — çok zayıf (olmak) Zaten bir deri bir kemik, zayıf bir adamdı. S. Birsel …