bir kalem
1bir kalem — sf. 1) Aynı, benzer, tek tür 2) zf. Bir an için Bu düzeni uyduranlar sanayi babaları ve reklam şirketleridir. Boş verin bir kalem onları. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir kalem geçmek …
2bir kalem geçmek — boş vermek, bir an için göz ardı etmek Üniversiteyi filan bir kalem geçin, liseyi bile okuyamamıştı. H. Taner …
3kalem — is., Ar. ḳalem 1) Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. F. R. Atay 2) Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör …
4bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …
5kalem beyi — is., esk. Kalem efendisinden daha üst görevli Bu kumral saçlı, şişman bir kalem beyi idi. Ö. Seyfettin …
6kalem oynatmak — 1) yazı yazmak Namık Kemal in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir. N. Cumalı 2) bir yazıyı düzeltmek 3) bir yazıda değişiklik yapmak …
7KALEM — (C.: Aklâm) Kamış. Yazı için ucu inceltilen bir nevi ince ve sert kamış. * Yazı yazmak için kullanılan her türlü âlet. * İfâde. Üslub. * Mâden, taş ve tahta üzerinde oymak için ucu sivri çelik âlet. * İnce boya, fırçası. * Yazı enva ı. * Resim.… …
8kalem açmak — kalemin ucunu yontup kullanılabilecek bir duruma getirmek …
9tükenmez kalem — is. Ucunda küçük bir bilyesi bulunan ve içi özel bir mürekkeple dolu ince bir borucuktan oluşan bir kalem türü, tükenmez …
10eli kalem tutmak — 1) yazı yazmayı bilmek 2) düşündüğünü güzel bir anlatımla yazmak Saz sanatkârı bütün kedileri sever. Aynı zamanda eli kalem tuttuğundan sevdiği kedilerin bir bir hikâyesini yazar. H. Taner …