binmek
41atlanmak — ata binmek, sefere çıkmak, düşmen üzerine asker sevk etmek; ad u nam kazanmak, şöhret peyda etmek, mersum olmak …
42artılmak — yüklemek, binmek; ardılmak, bir binit üzerine ba şı bir tarafa ayakları bir tarafa gelmek üzere heybe gibi ardılmak; erişilmek. I, 244; I I, 335 …
43atlanmak — ata binmek, atlanmak; bir şeyin üzerine çıkmak, atlaşmak, at haline gelmek, I, 255, 256, 285, 353; I I, 254 …
44SÜVAR OLMAK — Ata binmek. Yola çıkmak …
45TENZİYE — Sıçramak. * Üstüne binmek …
46TESENNÜM — Ufak olmak. * Yerden iki üç karış yüksek olmak. * Hörgüç üstüne binmek …
47TEZERRİ — Üstüne binmek …
48TEŞEZZÜR — Ayrılmak. * Korkmak. * Hazırlanmak. * Davara binmek …
49TEŞNİ' — Başa kakmak. * Davara binmek. * Silâh takınmak. * Kötülük yapmak. Kötü göstermek. Ayıplamak. * Birisinin çok şeni olduğunu söylemek …
50İKTİDAB — Bir şeyi kendisi için kesmek. * Henüz öğretilmemiş deveye binmek. * İrticâlen söz söylemek. * Edb: Şâir, kasidesinden teşbihi keserek maksadına, yani medhettiğinin medhine geçmek. Hüsn i tahallus (yani: Bir şeyin meydana gelmesine hayali ve güzel …