-
1 уподобляться
-
2 казаться
gözükmek* * *несов.; сов. - показа́ться1) görünmek; gözükmekон каза́лся че́стным (челове́ком) — görünüşte namuslu bir adamdı, namuslu görünüyordu
каза́ться моло́же (свои́х лет) — yaşını göstermemek
он каза́лся ста́рше тебя́ — yaşça senden büyük görünüyordu
2) безл. gelmek; sanmak, benzemek; gibi(sine) gelmekказа́лось, что стена́ обру́шится — duvar yıkılacağa benziyordu / yıkılacak gibi olmuştu
э́то показа́лось мне стра́нным — bu garibime gitti
на пе́рвый взгляд э́то мо́жет показа́ться стра́нным — bu, ilk bakışta garip gelebilir / tuhaf kaçabilir
э́то мо́жет показа́ться парадо́ксом — bu bir paradoks gözükebilir
ка́ждая секу́нда каза́лась ему́ ве́чностью — her saniye ona yıl kadar uzun geliyordu
ему́ ка́жется, что наш дом бо́льше — bizim ev onun gözüne daha büyük görünüyor
э́то не так про́сто сде́лать, как ка́жется — bunu yapmak sanıldığı kadar kolay değil
мне показа́лось, что... — bana öyle geldi ki...
мне показа́лось, что стуча́т в дверь — kapı vuruluyormuş gibime geldi
-
3 походить
I сов.IIпоходи́ть немно́го по ко́мнате — biraz odanın içinde dolaşmak
( быть похожим) benzemek, andırmak -
4 похоже
вводн. сл. galiba; тж. перев. личными формами глагола benzemekпохо́же, пойдёт дождь — yağmur yağacağa benziyor, yağmur yağacak galiba
похо́же, ты рад / дово́лен — memnun olmuşa benziyorsun
похо́же, вы э́того не по́няли — bunu anlamamışa benziyorsunuz
он, похо́же, стесня́ется — sıkılıyora benziyor
он, похо́же, не собира́ется е́хать — gitmeye niyetli görünmüyor
••похо́же на то, что... — öyle görünüyor / gözüküyor ki...
не похо́же, что ситуа́ция изме́нится и в бу́дущем — durum gelecekle de değişeceğe benzemiyor
на что э́то похо́же?! — olur şey mi bu?!
-
5 напомнить
1) hatırlatmaq, hatırına (aqlına) ketirmek (tüşürmek)2) añdırmaq, oşamaq, beñzemekон напоминает мне моего брата - o maña ağamnı añdıra -
6 обещать
1) vade etmek, söz (vade) bermekон обещал помочь - o yardım etmege söz berdi2) oşamaq, beñzemek; körünmekпогода обещает быть хорошей - ava yahşı olacaqqa oşay
См. также в других словарях:
benzemek — e 1) İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi. A. H. Tanpınar 2) Sanısını uyandırmak, gibi görünmek Bu zavallı çokça … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşa benzemek (veya dönmek) — bir şey düzeltilmek istenirken komik veya biçimsiz bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
adama dönmek (veya benzemek) — 1) giyim kuşamıyla, davranışlarıyla insana yakışır bir biçim almak 2) beğenilir duruma gelmek Şimdiki belediye başkanı sayesinde şehir adama benzedi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mingizemek — benzemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNASEBE — Benzemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
andırmak — benzemek … Beypazari ağzindan sözcükler
binigzamak — benzemek, şebih, mutabakat, memasele etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ohşamak — benzemek, memasil olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meñzemek — benzemek III, 403 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
üsnemek — benzemek I, 288; II, 223; III, 147bkz: usnatmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MÜŞAKEHE — Benzemek. * Hısımlık, akrabalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük