beş
91besætning — be|sæt|ning sb., en, er, erne, i sms. besætnings , fx besætningsmedlem …
92besættelse — be|sæt|tel|se sb., n, r, rne, i sms. besættelses , fx besættelsestropper …
93beş beter — sf. Besbeter Kardeşi Vasfi kocasından beş beterdi. Babasından kalan servetin altından girip üstünden çıkmıştı. H. R. Gürpınar …
94beş binlik — is., ği Beş bin liralık bütün kâğıt para …
95beş dört — is., dü Oyunda, atılan zarlardan birinin beş, öbürünün dört benekli yüzünün üste gelmesi …
96beş milyonluk — is., ğu Beş milyon liralık kâğıt para …
97beş parasız — sf. Yoksul Buraya Bursa dan beş parasız bir genç delikanlı gelmiş. M. Ş. Esendal …
98beş parasızlık — is., ğı Beş parasız olma durumu …
99beş yüzlü — is., geom. Beş yüzü olan cisim …
100beş yüzlük — is., ğü Beş yüz liralık kâğıt para …