aygıt
1aygıt — is. 1) Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz Telefon bir konuşma aygıtıdır. 2) anat. Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu Sindirim aygıtı. Solunum aygıtı. 3) fiz. Birkaç aletin uygun biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli …
2akımölçer — is., fiz. Bir elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan aygıt, amperölçer, ampermetre …
3alet — is., Ar. ālet 1) Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne 2) Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum. F. R. Atay… …
4alıcı — is. 1) Satın almak isteyen kimse, müşteri 2) Kendisine bir şey gönderilen kimse 3) fiz. Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren aygıt Radyo alıcısı. 4) fiz. Almaç 5) sin., TV Kamera 6) hlk. Azrail Birleşik Sözler alıcı kuş alıcı… …
5analizör — is., Fr. analyseur Analiz yapan cihaz, aygıt veya organ …
6aspiratör — is., Fr. aspirateur 1) Havadaki duman, is, koku vb. yabancı maddeleri emerek dışarı atan aygıt, emmeç 2) Kendisine bağlanan bir kabın içindeki gazı seyreltmeye veya sıkıştırmaya yarayan, içinden bir sıvı geçirilerek çalıştırılan araç, emmeç …
7aydınlıkölçer — is., fiz. Birim zamanda bir yüzeyin birim alanına düşen ışık enerjisini ölçmekte kullanılan aygıt, lüksmetre …
8ayırıcı — is. 1) Ayırma özelliği veya gücü olan şey Renk ayırıcı aygıt. 2) fiz. Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç …
9azotometre — is., kim., Fr. azotomètre Bir organik maddede bulunan azotun gaz hacmini ayarlamaya yarayan aygıt, azotölçer …
10bobin — is., Fr. bobine 1) Makara 2) Fotoğraf filmi rulosu Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir. S. Birsel 3) Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu 4) fiz. İçinden elektrik… …