ayak
61yalancı ayak — is., ğı, hay. b. Bir hücreli hayvanlarda hareket ve beslenmeye yarayan protoplazma uzantısı …
62karaya ayak basmak — 1) deniz, göl vb.nden karaya çıkmak 2) deniz taşıtından karaya çıkmak …
63ortama ayak uydurmak — çevreye uyum sağlamak …
64kedi gibi dört ayak üzerine düşmek — en güç durumdan zarar görmeden kurtulmak …
65baş nereye giderse ayak da oraya gider — küçükler büyüklerin izinde gider, her işte onları örnek tutarlar anlamında kullanılan bir söz …
66atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz — küçükler büyüklerin yanında hadlerini bilmelidir anlamında kullanılan bir söz …
67ayaklar baş, başlar ayak olmak — değersiz kimseler başa geçip değerli kimseler ise en geride bırakılmak …
68kızıl ayak — bir nevi beyaz kuş, serseri gezen …
69gider ayak — gideceği zaman …
70dibsamak — ayak depretmek, kıpırdatmak, iki tarafdan ayak vurmak, ayakile yeri ve hayvani depmek …