ayak
31ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz — insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşır anlamında kullanılan bir söz …
32ayak açmak (veya vermek) — âşıklar arasındaki tartışmalarda veya sıralı söyleyişlerde, uyulması şart olan, söze başlamak amacıyla kelime, kelimeler takımı, dize, beyit ile konuyu belirtmek …
33ayak atmamak — (bir yere) bir yere hiç gitmemek, uğramamak …
34ayak çekmek — kandırmaya çalışmak, avutmak …
35ayak değiştirmek — 1) talim yürüyüşünde kısa bir adım atmak yolu ile adımlarını başkalarınınkine uydurmak 2) ed. yeni bir uyak ile söyleyişi sürdürmek …
36ayak sürümek — 1) verilen bir işi ağırdan almak 2) gönderilen yere isteği ile gitmemek …
37ayak vermek — âşık atışmalarında dinleyicilerden biri uyak belirtmek …
38ayak yapmak — birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek …
39ayak yolu — wc, hela …
40dört ayak — is., ğı 1) Dört ayaklı hayvan 2) zf. Elleri de ayak gibi kullanarak Dört ayak yürüyor, gözleri dört dönüyor, maymun gibi çığırıyor. H. E. Adıvar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dört ayak üstüne düşmek …