-
1 увеличивать
artırmak; çoğaltmak; uzatmak; büyütmek* * *несов.; сов. - увели́чить1) artırmak; çoğaltmak; uzatmakувели́чивать произво́дство ста́ли — çelik üretimini artırmak
увели́чивать посевны́е пло́щади — ekim alanlarını genişletmek
ему́ увели́чили зарпла́ту на де́сять рубле́й — maaşına on ruble zam yapıldı
увели́чивать спрос на нефть — petrole olan talebi artırmak
не увели́чивать продолжи́тельность рабо́чее дня — işgününü uzatmamak
2) (рисунок, карту и т. п.) büyültmek; büyütmek опт.мы увели́чим э́ту фотогра́фию — bu fotoğrafı büyülteceğiz, bu fotoğrafın agrandismanını yapacağız
-
2 повышать
artırmak, yükseltmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > повышать
-
3 пополнять
artırmak, tamamlamak, bütünlemekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > пополнять
-
4 прибавлять
artırmak, eklemek, ilave etmek, katmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > прибавлять
-
5 увеличивать
artırmak, çoğaltmak, büyütmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > увеличивать
-
6 наращивать
1) artırmak; (gittikçe) hız vermek; hızlandırmakнара́щивать темп рабо́т — çalışmaların hızını artırmak
нара́щивать напряжённость — gerginliği tırmandırmak
нара́щивать экономи́ческий потенциа́л страны́ — ülkenin ekonomik potansiyelini geliştirmek / artırmak
2) (канат и т. п.) eklemek -
7 повышать
несов.; сов. - повы́сить1) ( делать более высоким) yükseltmek2) (увеличивать, усиливать) artırmak, yükseltmekповыша́ть производи́тельность труда́ — emeğin üretkenliğini artırmak
тре́бование повы́сить зарпла́ту рабо́чих — işçi ücretlerine zam talepleri
повыша́ть це́ны — fiyatları artırmak, fiyatlara zam yapmak
пла́та за... повы́шена с... до... рубле́й —... parası... rubleden... rubleye çıkarıldı
3) (усовершенствовать, улучшать) yükseltmekповыша́ть жи́зненный у́ровень населе́ния — halkın yaşam düzeyini yükseltmek
повыша́ть ка́чество това́ров — malların kalitesini yükseltmek / iyileştirmek
4) ( по службе) terfi ettirmek, yükseltmekповы́сить кого-л. в зва́нии / чи́не / до́лжности — birini terfi ettirmek
••повы́сить го́лос — sesini yükseltmek
-
8 расширять
несов.; сов. - расши́рить, врзgenişletmek, tevsi etmek; artırmakрасширя́ть доро́ги — yolları genişletmek
расширя́ть добы́чу не́фти — petrol üretimini artırmak
расширя́ть ассортиме́нт това́ров наро́дного потребле́ния — tüketim mallarının çeşitlerini artırmak
расширя́ть демократи́ческие права́ — demokratik hakları genişletmek
расширя́ть сле́дствие — юр. soruşturmayı genişletmek; tahkikatı tevsi etmek
расширя́ть проце́сс междунаро́дной разря́дки — uluslararası yumuşama sürecini yaygınlaştırmak
расширя́ть заво́д — fabrikayı genişletmek / tevsi etmek
расширя́ть свои́ грани́цы — hudutlarını genişletmek
-
9 усиливать
yoğunlaştırmak; artırmak,şiddetlendirmek; hızlandırmak; güçlendirmek* * *несов.; сов. - уси́литьartırmak; yoğunlaştırmak, şiddetlendirmek; hızlandırmak; güçlendirmekуси́лить жа́жду — susuzluğu artırmak
уси́лить внима́ние к чему-л. — bir şeye daha yakın bir ilgi göstermek
уси́лить контро́ль — kontrolu sıklaştırmak / daha etkili kılmak
уси́лить борьбу́ за разоруже́ние — silahsızlanma için verilen savaşımı hızlandırmak
э́та поли́тика уси́ливала национа́льный гнёт — bu politika ulusal baskıyı yoğunlaştırmaktaydı
э́та а́кция не уси́лила их пози́цию — bu eylem onların konumunu güçlendirmedi
-
10 выгадывать
kazanmak; tasarrufetmek,artırmak* * *несов.; сов. - вы́гадатьkazanmak; tasarruf etmek; artırmakвы вы́гадали — kârlı çıktınız
тем са́мым ты вы́гадаешь сто рубле́й — böylece yüz ruble artırmış olursun
-
11 прибавлять
несов.; сов. - приба́вить1) eklemek; katmak; daha da koymakприба́вить са́хару? — daha da şeker koyayım mı?
2) ( увеличивать) artırmakприбавля́ть зарпла́ту кому-л. — birinin ücretini / maaşını artırmak
3) разг., в соч.прибавля́ть в ве́се — kilo almak
-
12 удваивать
ikiye katlamak* * *несов.; сов. - удво́итьiki katına çıkarmak, yüzde yüz artırmakудва́ивать цену — fiyatı yüzde yüz artırmak
удво́ить экономи́ческий потенциал — ekonomik potansiyeli iki katına çıkarmak
-
13 удесятерять
несов.; сов. - удесятери́тьon katına çıkarmak; kat kat artırmakудесятеря́ть (свои́) уси́лия — gayretlerini kat kat artırmak
-
14 укреплять
takviye etmek* * *несов.; сов. - укрепи́ть1) sağlamlaştırmak, berkitmek; saptamakукрепля́ть сте́ну подпо́рками — duvarı payandalamak
укрепи́ть руби́льник на щите́ — şalteri tabloya saptamak
2) kuvvetlendirmek, güçlendirmekспорт укрепля́ет здоро́вье — spor yapmak, insanı daha sağlıklı kılar
э́ти упражне́ния укрепля́ют челове́ка физи́чески — bu alıştırmalar insanın vücudunu kuvvetlendirir
3) воен. tahkim etmekукрепля́ть ме́стность — araziyi tahkim etmek
4) перен. sağlamlaştırmak, pekiştirmek, perçinlemek; güçlendirmek; sıkılaştırmakукрепи́ть своё положе́ние — durumunu sağlamlaştırmak
укрепи́ть свою́ власть — iktidarını perçinlemek
укрепля́ть свою́ национа́льную незави́симость — ulusal bağımsızlığını pekiştirmek
укрепля́ть экономи́ческое могу́щество страны́ — ülkenin ekonomik gücünü artırmak
укрепля́ть взаи́мное дове́рие — karşılıklı güveni artırmak
укрепля́ть всео́бщий мир — dünya barışını sağlamlaştırmak / pekiştirmek
укрепля́ть свя́зи со свои́ми сою́зниками — müttefikleri ile olan bağlarını sıkılaştırmak
укрепля́ть бра́тское сотру́дничество — kardeşçe işbirliğini güçlendirmek
-
15 умножать
vurmak,çarpmak; çoğaltmak,artırmak* * *несов.; сов. - умно́жить1) мат. çarpmak, vurmakумно́жить три на́ два — üçü iki ile çarpmak, üçü ikiye vurmak
три, умно́женное на́ два — üç çarpı iki
2) artırmak, çoğaltmakумножа́ть успе́хи — başarılara yenilerini katmak
-
16 экономить
idareli kullanmak; tasarruf etmek* * *несов.; сов. - сэконо́мить1) tutumlu / idareli kullanmak; tasarruf etmekэконо́мить де́ньги — parayı tutumlu harcamak, parayı idare etmek
призы́вы эконо́мить электроэне́ргию — enerji tasarrufu çağrıları
сэконо́млено на миллио́н рубле́й валю́ты — bir milyon rublelik döviz tasarrufu sağlandı
2) tasarruf etmek, artırmakэконо́мить на еде́ / пита́нии — boğazından artırmak
эконо́мить на сырье́ — hammaddeden tasarruf etmek
-
17 активность
etkinlik,aktiflik,aktivite* * *жetkinlik; aktiflik; aktiviteтво́рческая акти́вность — yaratıcı etkinlik
со́лнечная акти́вность — güneş aktivitesi
повыша́ть полити́ческую акти́вность масс — yığınların politik aktifliklerini artırmak
-
18 ассортимент
çeşit* * *мçeşit (-di)большо́й ассортиме́нт това́ров — malların zengin çeşidi
попо́лнить ассортиме́нт блюд — mönüye yeni çeşitler ilave etmek, yemek çeşitlerini artırmak
увели́чился ассортиме́нт э́тих това́ров — bu mallar çeşitlendi
-
19 благосостояние
-
20 желудок
mide* * *жна голо́дный желу́док — aç karnına
••эконо́мить на желу́дке — dişinden tırnağından artırmak
См. также в других словарях:
artırmak — i 1) Artmasını sağlamak, çoğaltmak 2) Bir malı başka alıcıların verdiği fiyattan daha yüksek bir fiyatla almak istemek 3) Tutumlu davranıp biriktirmek, tasarruf etmek 4) mec. Herhangi bir davranışta ileri gitmek Sen edepsizliği adamakıllı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişten tırnaktan artırmak — dişinden tırnağından artırmak Sabah akşam nerde, kimin tarlasında iş varsa gittik, dişten tırnaktan artırdık, zorla üç beş kuruş sahibi olduk. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğazından artırmak — yiyeceğinden kısıp parasını artırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kameti artırmak — 1) yüksek sesle konuşmak 2) ortalığı velveleye vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişinden tırnağından artırmak — yiyecek giderlerini kısarak para biriktirmek Susuz Yaz adlı öykü kitabımı, oyunlarımı hep böyle dişimden tırnağımdan artırarak bastırdım. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoğaltmak — i 1) Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı. P. Safa 2) Çoğaltma makinesi kullanılarak sayısını artırmak, teksir etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
diş — is. 1) Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri 2) Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NECEŞ — Değeri artırmak için almak. * Bir kumaşın pahasını artırmak. * Dağılmış şeyleri bir yere toplamak. * Örtmek, setretmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akkuyruk — is., ğu, bit. b. Tadını artırmak için çay harmanına katılan beyaz bir çay türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
alevlendirmek — i 1) Alevlenmesini sağlamak, tutuşturmak Ateşi alevlendirmek. 2) mec. Etkisini, şiddetini artırmak, çoğaltmak Davayı alevlendirerek zavallı beyimi üzmek istemem. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka müziği — is., tiy. Bir oyunda hareket ve sözlerin yanı sıra etkiyi artırmak için hafifçe çalınan müzik … Çağatay Osmanlı Sözlük