aramak
81kazan (biri) kepçe — (bir yer) bir yeri etraflıca (dolaşmak, aramak) anlamında kullanılan bir söz İstanbul kazan ben kepçe, üç gün onu aradım …
82aslına bakarsan — doğruyu, gerçeği aramak, görmek Ömrü savaş içinde geçer insanın, aslına bakarsan, ekmeğini topraktan çıkarmak için. A. Erhat …
83sokağa (veya sokaklara) düşmek — 1) kadın kötü yola saparak orta malı olmak 2) bir şey çoğalıp değerini yitirmek 3) sükûneti, huzuru evin dışında aramak Babamın iğneli bakışlarından kurtulmak için o uyurken sokaklara düşerdim. O. Kemal …
84tırnak takmak — kötülük yapmak için bahane aramak İş karıştırmak için de ilkin belediyeye tırnak takarlar. M. Ş. Esendal …
85hazıra konmak — başkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak Hazıra konmak istemeyen şair, yeni söyleyişler aramak zorundadır. O. V. Kanık …
86kapı kapı dolaşmak (veya gezmek) — 1) ev ev gezmek 2) iş aramak için her yere başvurmak …
87derdine düşmek — (bir şeyin) yapılması gereken bir şeyi gerçekleştirmenin yollarını aramak Savaş yüzünden herkes kendi derdine düşmüştü. A. Kutlu …
88arkasında dolaşmak (veya gezmek) — bir işi yaptırmak için ilgili veya yetkili bir kimsenin uğradığı yerlere giderek görüşme fırsatı aramak …
89arkasından koşmak — 1) iş yaptırmak için birinin arzusunu kollamak, görüşme fırsatı aramak 2) birine çok ilgi duymak …
90yollara dökülmek — kalabalık hâlde yolda olmak İhtiyar annemle büyük dayım, uslanmak bilmeyen okul kaçağını aramak için yollara dökülmüşlerdi. R. N. Güntekin …