anlayışla

  • 1sıcak bakmak — anlayışla karşılamak, olumlu değerlendirmek, ilgi duymak Onlardan genelleme yaparak bütün kol emekçilerine sıcak bakma eğilimini edindim. R. Erduran …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2fəhmi — ə. anlayışla bağlı olan …

    Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti

  • 3bu gözle — zf. Bu anlayışla …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4hoşgörü — is. Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans Pek az kimseye göstermiş olduğu bir hoşgörüden yararlandım. A. Ş. Hisar Birleşik Sözler hoşgörü sahibi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5kaçgöç — is. Dinî bir anlayışla Müslüman kadınların erkeklere görünmemeleri, bir arada oturup konuşmaktan kaçınmaları Kaçgöç zamanında bile o erkekten ürkmezdi. R. H. Karay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6kısıtlama — is. 1) Kısıtlamak işi Öteden beri kısıtlamalarla iç içe yaşamaya alıştığımızdan bunu da anlayışla kabul ediyoruz. T. Uyar 2) huk. Kısıt Birleşik Sözler hak kısıtlaması para kısıtlaması …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7püriten — sf., Fr. puritain Kutsal kitapları yeniden ve değişik bir anlayışla okumaya özen gösteren Ben Avrupa nın püriten papazlarıyla rekabet eden ruhiyat büyücülerinden değilim. P. Safa …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8sindirmek — i 1) Sinmesini sağlamak veya sinmesine sebep olmak Kartal burunlu, kalın kaşlı, çember sakallı ihtiyar, Sertman ı biraz sindirdi. H. E. Adıvar 2) Yenilen besin maddesini sindirim sisteminde gereken değişikliklere uğratarak kana karışabilir bir… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9şuurlu — sf. Bilinçli Şuurlu bir anlayışla olmaksızın, ben de ister istemez aynı havaya kapılmıştım. F. R. Atay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10tatlılıkla — zf. Tatlı dille, anlayışla, hoşgörü göstererek, iyilikle Hayriye Hanım kocasını tatlılıkla yola getiremeyeceğini anladığı için birdenbire isyan bayrağını açtı. R. N. Güntekin …

    Çağatay Osmanlı Sözlük